Yine de Google ve donanım ortakları gizlilik ve güvenliğin Android AI yaklaşımının ana odak noktası olduğunu savunuyor. Samsung Electronics’te mobil eXperience iş biriminin güvenlik ekibi başkanı olan Başkan Yardımcısı Justin Choi, hibrit AI’nın kullanıcılara “verileri üzerinde kontrol ve tavizsiz gizlilik” sunduğunu söylüyor.
Choi, bulutta işlenen özelliklerin katı politikalarla yönetilen sunucular tarafından nasıl korunduğunu açıklıyor. Choi, “Cihazdaki AI özelliklerimiz, bulut sunucularına bağımlı olmadan, verileri cihazda depolamadan veya buluta yüklemeden görevleri cihazda yerel olarak gerçekleştirerek başka bir güvenlik unsuru sağlıyor” diyor.
Google, veri merkezlerinin fiziksel güvenlik, erişim kontrolleri ve veri şifrelemesi gibi sağlam güvenlik önlemleriyle tasarlandığını söylüyor. Şirket, bulutta AI istekleri işlenirken verilerin güvenli Google veri merkezi mimarisinde kaldığını ve firmanın bilgilerinizi üçüncü taraflara göndermediğini söylüyor.
Bu arada, Galaxy’nin AI motorları cihaz üzerindeki özelliklerden gelen kullanıcı verileriyle eğitilmiyor, diyor Choi. Samsung, Galaxy AI sembolüyle cihazda hangi AI işlevlerinin çalıştığını “açıkça belirtiyor” ve akıllı telefon üreticisi, içerik üretken AI kullandığında bunu göstermek için bir filigran ekliyor.
Şirket ayrıca kullanıcılara bulut tabanlı yapay zeka yeteneklerini devre dışı bırakma seçeneği sunmak için Gelişmiş Zeka ayarları adı verilen yeni bir güvenlik ve gizlilik seçeneği de tanıttı.
Google, “Kullanıcı verilerinin gizliliğini koruma konusunda uzun bir geçmişe sahip” olduğunu ve bunun cihazda ve bulutta çalışan AI özellikleri için geçerli olduğunu söylüyor. Google’da ürün güveninden sorumlu başkan yardımcısı Suzanne Frey, WIRED’a “Telefon görüşmelerini taramak gibi hassas durumlarda, verilerin asla telefondan çıkmadığı cihaz içi modelleri kullanıyoruz” diyor.
Frey, Google ürünlerinin bulut tabanlı modellerine nasıl güvendiğini anlatıyor ve bu modellerin “tüketici bilgilerinin, özetlemek istediğiniz hassas bilgiler gibi, işlenmek üzere asla üçüncü taraflara gönderilmemesini” sağladığını söylüyor.
Frey, “İnsanların güvenebileceği, varsayılan olarak güvenli ve tasarımı gereği gizli olan yapay zeka destekli özellikler oluşturmaya kararlıyız ve en önemlisi, sektörde ilk savunulan Google’ın sorumlu yapay zeka ilkelerini takip ediyoruz” diyor.
Apple Konuşmayı Değiştiriyor
Uzmanlar, Apple’ın AI stratejisinin veri işlemeye yönelik “hibrit” yaklaşımı basitçe eşleştirmekten ziyade, konuşmanın doğasını değiştirdiğini söylüyor. “Herkes bu cihaz içi, gizlilik odaklı hamleyi bekliyordu, ancak Apple’ın aslında yaptığı şey, AI’da ne yaptığınızın veya nerede yaptığınızın önemli olmadığını, nasıl yaptığınızın önemli olduğunu söylemekti,” diyor Doffman. Bunun “muhtemelen akıllı telefon AI alanında en iyi uygulamayı tanımlayacağını” düşünüyor.
Yine de Apple henüz yapay zeka gizlilik savaşını kazanmış değil: Apple’ın alışılmadık bir şekilde iOS ekosistemini dış bir satıcıya açmasını öngören OpenAI ile yapılan anlaşma, gizlilik iddialarında bir gedik açabilir.
Apple, Musk’ın OpenAI ortaklığının iPhone güvenliğini tehlikeye attığı yönündeki iddialarını, “ChatGPT’ye erişen kullanıcılar için yerleşik gizlilik korumaları” ile reddediyor. Şirket, sorgunuzun ChatGPT ile paylaşılmasından önce sizden izin alınacağını, IP adreslerinin gizleneceğini ve OpenAI’nin istekleri saklamayacağını söylüyor; ancak ChatGPT’nin veri kullanım politikaları hâlâ geçerli.
Başka bir şirketle ortaklık kurmak Apple için “garip bir hareket”, ancak bu karar “hafifçe alınmazdı” diyor güvenlik firması ESET’te küresel siber güvenlik danışmanı olan Jake Moore. Kesin gizlilik etkileri henüz net olmasa da “bazı kişisel verilerin her iki tarafta da toplanabileceğini ve potansiyel olarak OpenAI tarafından analiz edilebileceğini” kabul ediyor.