Yapay zekayı düzenleme yarışı: 2024 paketi açıldı


2023, ticari ve tüketici dünyalarında yapay zeka için bir çıkış yılıydı. Bu, 2024’e girerken yapay zekanın yatırımı, geliştirilmesi ve uygulanmasında daha fazla büyüme için büyük bir ivme yarattı.

Ancak farklı ülkelerde bu ivmeyi etkileyebilecek düzenlemeler, fikri mülkiyet anlaşmazlıkları, iş gücü becerileri ve mali teşvikler gibi sorunlar mevcut. 2024 yılı, düzenleme ortamının sürekli gelişimi ve devam eden fikri mülkiyet açısından özellikle önemli olacak.

2024’te yapay zeka düzenlemesinde neredeyiz?

Düzenleme konusunda üzerinde anlaşmaya varılan tek bir yaklaşım bulunmuyor ve tüm ülkeler ve bölgeler aynı yolu izlemiyor. Kapsamlı düzenlemeyi savunanlar, yapay zekanın riskleriyle mücadele etme ihtiyacına işaret ediyor ve ayrıca açık kuralların yatırımı teşvik edebileceğini savunuyor. Diğerleri, daha az düzenlemeye tabi bir yaklaşımın, yapay zeka geliştiricilerinin özgürce yenilik yapmalarına olanak sağladığını ve mevcut yasa ve uygulamaların güncellenmesinin riskleri yeterince karşıladığını düşünüyor.

Yapay zekayı düzenleme yarışında açık ara lider AB’dir. 2023’teki göze çarpan gelişme, AB’nin yeni bir Yapay Zeka Yasasının uygulamaya konmasına ilişkin geçici anlaşmasıydı; Noel’den hemen önce 20 saatten fazla süren maraton müzakere oturumunun ardından kabul edildi. Yapay Zeka Yasasının son metninin hâlâ nihai hale getirilmesi ve ardından AB tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Ancak bunun 2024 yılının ilk yarısında gerçekleşeceği öngörülüyor.

Yapay Zeka Yasası beklendiği gibi kabul edilirse dünyadaki ilk kapsamlı Yapay Zeka düzenleyici rejimi olacak. Pratik anlamda, yapay zeka sistemlerini kategorize etmek için risk temelli bir yaklaşım oluşturacak, her kategori için düzenleyici gereklilikleri belirleyecek ve uyumsuzluk durumunda önemli mali cezalar içerecektir. Biraz daha ayrıntıya inerek şunları ele alıyor:

  • İnsanlara yönelik bir tehdit olarak değerlendirilen ‘kabul edilemez risk’ sistemleri (belirli istisnalara tabi olarak) yasaklanacaktır (örneğin, yüz tanıma gibi gerçek zamanlı ve uzaktan biyometrik tanımlama sistemleri).
  • Güvenliği veya temel hakları olumsuz yönde etkileyen ‘yüksek riskli’ sistemler, AB’de piyasaya sürülmeden önce ve ayrıca yaşam döngüleri boyunca değerlendirilecektir.
  • Diğer ‘sınırlı riskli’ sistemlerin de belirli gereksinimlere uyması gerekecektir (örneğin şeffaflıkla ilgili; dolayısıyla sohbet robotlarının veya derin sahtekarlıkların kullanımı kullanıcılara işaretlenmelidir).

Kanun aynı zamanda uyumluluk gerekliliklerine göre çalışma saatini de ayarlayabilir; bunların en kısası, ‘kabul edilemez risk’ sistemleri yasağına uymak için altı aylık bir zaman aralığıdır. Bu potansiyel olarak 2024’ün sonuna doğru düşebilir.

AB ayrıca yapay zekanın neden olduğu zararla ilgili algılanan zorluklarla başa çıkmak için bir ‘Yapay Zeka Sorumluluk Direktifi’ üzerinde çalışıyor. Bu mevzuatın etkisinin Haziran 2024’teki AB seçimlerinden sonra daha net ortaya çıkması muhtemeldir.

Çin de yapay zekâ düzenlemesi konusunda önemli ilerleme kaydediyor. Çin’in yaklaşımı daha önce yapay zeka sistemleri için kapsamlı bir düzenleyici rejim oluşturmak yerine yapay zekanın belirli alanlarına odaklanmıştı. Örneğin Çin, öneri algoritmaları, üretken yapay zeka ve derin sahtekarlıklar için bireysel mevzuatı uygulamaya koydu. Bu yaklaşım, görünüşte bu gelişmeyi proaktif olarak şekillendirmeye çalışmak yerine yapay zekadaki gelişmelere tepkisel olmuştur.

Ancak Haziran 2023’te Çin, bir ‘Yapay Zeka Yasası’ üzerinde çalıştığını doğruladı. Yeni yasanın neleri kapsayacağı henüz belli değil (taslak henüz yayınlanmadığı için). Ancak beklenti, yeni yasanın kapsamlı bir düzenleyici çerçeve sağlamaya çalışacağı ve dolayısıyla kapsam ve kararlılık açısından potansiyel olarak AB’nin Yapay Zeka Yasasına rakip olacağı yönünde. Dolayısıyla Çin, özellikle 2030 yılına kadar küresel yapay zeka lideri olma hedefini göz önünde bulundurursak kesinlikle takip edilmesi gereken bir ülke.

ABD, AB’ye karşı farklı bir yaklaşım benimserken kendi yapay zeka düzenlemelerini artıracağına dair işaretler gösteriyor. Başkan Biden, Ekim 2023’te bir idari emir yayınladı. Bu yıl uygulamaya konulacak emir, devlet kurumlarına yapay zeka sistemleri için sektöre özel standartlar geliştirmeleri talimatını veriyor ve “ulusal güvenlik açısından ciddi risk oluşturan” temel modeller için şeffaflık gerekliliklerini belirliyor. ulusal ekonomik güvenlik veya ulusal kamu sağlığı ve güvenliği”. AB’nin AI Yasası ile önemli bir fark, yürütme emrinin uygulama hükümleri içermemesidir.

Ancak bunun ötesinde, sonuçlar önümüzdeki yılların politika gündemini belirleyeceğinden, başka gelişmelerin Kasım 2024’teki ABD seçimlerine bağlanması muhtemeldir.

Birleşik Krallık bu manzaranın dışında yer alıyor ve “turboşarjlı büyüme” için hafif dokunuşlu düzenlemeyi tercih ediyor. Mart 2023’teki Beyaz Kitapta Birleşik Krallık hükümeti, “yeniliği engelleyebilecek ve yapay zekayı düzenleme konusunda uyarlanabilir bir yaklaşım benimseyebilecek katı mevzuatlardan kaçınacağını” ve yeni bir yapay zeka düzenleyicisi getirmeyeceğini açıkladı. Bunun yerine, mevcut sektöre özel düzenleyicilerin öncülük ettiği ve bu yıl halkın katılımı yoluyla daha da geliştirilecek, yasal olmayan bir rehberlik sistemi tercih ediliyor.

ABD gibi yaklaşan genel seçimler de İngiltere’nin düzenleyici yönünü değiştirebilir.

Bu sadece düzenleyici bir konu değil; fikri mülkiyet konusunda neler oluyor?

Özellikle ABD’de, şarkı sözleriyle ilgili olarak Universal Music Group’un AI geliştiricisi Anthropic’e karşı iddiaları da dahil olmak üzere, AI ile ilgili bir dizi fikri mülkiyet anlaşmazlığı ortaya çıktı; yazarların (Sarah Silverman, John Grisham ve George RR Martin dahil) yazılı eserleriyle ilgili olarak Open AI’ye karşı; ve programcılar tarafından programlama koduyla ilgili olarak Microsoft, GitHub ve OpenAI’ye karşı.

Ancak anlaşmazlıklar yalnızca ABD ile sınırlı değil. Getty Images’ın stok görsellerle ilgili Stabilite Yapay Zekasına karşı önemli bir iddiası şu anda Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesinde (ve ABD’de) tartışılıyor.

Bu anlaşmazlıklar öncelikle üretken yapay zeka sistemlerinin hem eğitimi hem de sonraki kullanımı için temel olan telif hakkı ihlali sorunlarıyla ilgilidir (ancak bazıları başka potansiyel fikri mülkiyet ihlali sorunlarını da gündeme getirmektedir).

2024’te bu yasal iddialardaki gelişmeler, çeşitli yargı bölgelerindeki mevcut yapay zeka eğitimi ve geliştirme uygulamalarının yasallığına ışık tutacak ve bu da, bu yapay zeka sistemlerinin bazılarının veya tamamının önceden hızlı bir şekilde büyümesine etki edebilecek. Gelişen düzenleyici rejimler gibi, özellikle önemli yapay zeka geliştiricileri için hangi yasal sistemlerin yapay zeka yanlısı veya karşıtı sistemler olarak görüldüğünü anlamak ilginç olacaktır. Bunun, geliştiricilerin en azından kısa vadede kendilerini temel aldıkları nokta üzerinde etkisi olabilir.

2024 – Yapay Zeka için iyi mi kötü mü?

AB’nin Yapay Zeka Yasası gelecekte yapay zeka düzenlemesinin ‘altın standardı’ haline gelecek gibi görünüyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Yapay zekaya yönelik dünyanın ilk kapsamlı düzenleyici rejimi olması çok muhtemel görünüyor; Yapay Zeka Yasasının kapsamlı yapısı, diğer ülkelerin veya bölgelerin benzer yaklaşımları benimsediği anlamına gelebilir; AB pazarının büyüklüğü, yapay zeka geliştiricilerinin uyum sağlaması için önemli bir teşviktir.

Bununla birlikte, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un 2023’ün sonlarında uyardığı gibi, bu tür kapsamlı düzenlemelerin ağırlığının yapay zeka inovasyonunu engelleyip engelleyemeyeceği, hatta muhtemelen yapay zeka yenilikçilerini daha az kapsamlı düzenleme sistemlerine (ABD veya İngiltere gibi) yönlendirip yönlendirmeyeceği konusunda tartışmalar var. Bu nedenle 2024, AB’nin Yapay Zeka Yasasının kesin gerekliliklerini nihai hale getirmeye çalıştığı ve yapay zeka yenilikçilerinin nasıl tepki vereceğini ölçmeye başladığı için çok önemli bir yıl olacak.

2024 yılı aynı zamanda yapay zeka sistemlerinin mevcut fikri mülkiyet yasalarından nasıl etkilendiğini belirlemek açısından da önemli olacak. Özellikle ABD ve İngiltere’deki çeşitli hukuki davaların sonuçları, yapay zeka sistemlerinin hem geliştirilme hem de kullanılma biçimini temelden değiştirebilir.

Haseltine Lake Kempner’ın ortağı Jamie Rowlands, Angus Milne ise ortağıdır.



Source link