Tarihsel olarak siber güvenlik modelleri büyük ölçüde tepkisel olmuştur. Kuruluşlar, güvenlik açıklarını belirli aralıklarla, genellikle bir güvenlik olayının veya planlı bir denetimin ardından değerlendirir. Bu yöntemin yararları olsa da günümüz siber tehditlerinin dinamik doğası, siber güvenliğe daha proaktif bir yaklaşım gerektirmektedir.
Belirli bir noktaya yönelik değerlendirmelerin standart güvenlik modeli geçmişte iyi çalıştı ve farklı kullanım durumları için yerini aldı. Ancak sıfır gün güvenlik açıklarının, polimorfik kötü amaçlı yazılımların ve Gelişmiş Kalıcı Tehditlerin (APT’ler) artmasıyla birlikte siber güvenlik değerlendirmelerinin daha sık, hatta sürekli yapılması yönünde bir tartışma var.
Bu iki yaklaşım arasındaki farkları ve kuruluşların uygulama güvenliği programlarını ve daha fazlasını geliştirmelerine nasıl yardımcı olabileceklerini inceleyelim.
Geleneksel web uygulaması kalem testi ve hizmet olarak kalem testi karşılaştırması
Belirli bir zamanda yapılan değerlendirmeler, belirli bir zaman diliminde çekilen anlık fotoğraflar gibidir. Bu yaklaşım, yalnızca o anda var olan güvenlik açıklarının tespit edilmesinde etkilidir.
Geleneksel kalem testi bu değerlendirmelerin nasıl yürütüldüğünün bir örneğidir. Bir kuruluşun ağındaki, sistemlerindeki ve uygulamalarındaki güvenlik açıklarını yıllık olarak değerlendirmek ve belirlemek için etik bilgisayar korsanlarından oluşan bir ekip işe alınacak.
Buna karşılık, hizmet olarak kalem testi (PTaaS) sürekli izleme yaklaşımını benimser. PTaaS, güvenlik açıklarını ve tehditleri sürekli olarak taramak için manuel testleri otomatik araçlarla birleştiren devam eden bir süreçtir.
Bu yaklaşım, kuruluşların potansiyel zayıflıkları istismar edilebilir hale gelmeden önce tespit etmelerine olanak tanıyan daha proaktif bir güvenlik biçimi sunar.
Belirli bir zamanda yapılan sızma testi değerlendirmeleri bir kuruluşun güvenlik duruşuna kısa bir genel bakış sağlarken; PTaaS, kuruluşlara güvenlik açıklarını daha erken tespit etme ve tehditler istismar edilebilir hale gelmeden önce düzeltici önlem alma fırsatı verir.
Web uygulamalarının güvenliğini sağlamak için en iyi kalem testi yaklaşımı
Web uygulamalarını güvence altına almak için kuruluşlar artık geleneksel web uygulaması sızma testleri ile PTaaS arasında seçim yapabilir. Karar genellikle bir kuruluşun spesifik ihtiyaçlarına ve zorluklarına bağlıdır.
PTaaS aşağıdaki durumlarda öne çıkar:
- Kapsamlı ve sürekli izleme gerektiren, görev açısından kritik uygulamalar söz konusudur.
- Anında geri bildirim çok önemlidir. PTaaS hızlı tespit ve iyileştirme desteği sunar.
- Uygulama sık sık güncellenir veya değişir; bu da ölçeklenebilir, sürekli dikkat gerektirir.
- Kuruluşlar, bütçeyi zorlamadan öngörülebilir bir maliyet yapısı ve uzman görüşleri arar.
- Sektör düzenlemelerine tutarlı uyum bir önceliktir ve sürekli izleme bir zorunluluk haline gelir.
- Dahili güvenlik uzmanlığının sınırlı olması, harici kapsamlı desteği hayati hale getiriyor.
- Ölçeklenebilirlik ve entegrasyon yetenekleri nedeniyle bulut tabanlı bir çözüm tercih edilmektedir.
- Özellikle çevik geliştirme ortamlarında CI/CD işlem hatlarıyla sorunsuz entegrasyon gereklidir.
Standart web uygulaması kalem testi şu durumlarda idealdir:
- Odak noktası daha küçük web uygulamaları veya periyodik kontrollerin yeterli olabileceği erken aşamalardaki uygulamalardır.
- Sürekli izleme gerektirmeyen tek seferlik veya geçici testlere ihtiyaç vardır.
- Amaç, özel bir yaklaşımın daha uygun maliyetli olduğu ağ altyapısı gibi uygulama dışı varlıkları test etmektir.
- Birincil amaç, bilinen güvenlik açıklarını doğrulayarak hedefe yönelik ve uygun maliyetli bir çözüm sunmaktır.
- Siteler Arası Komut Dosyası Çalıştırma (XSS) veya SQL Enjeksiyonu gibi belirli güvenlik açıklarının ayrıntılı analizi gereklidir.
Aslında her iki test yöntemi de değerli bilgiler sunar ancak en uygun olanı bağlam belirler. Kuruluşlar, optimum siber güvenlik sonuçları elde etmek için seçimlerini kendilerine özgü zorluklarla uyumlu hale getirmelidir.
Sürekli izleme yaklaşımının tüm alanda benimsenmesi
Web uygulamalarını güvence altına almanın ötesinde, Uç Nokta Saldırı Yüzey Yönetimi (EASM) ve Risk Tabanlı Güvenlik Açığı Yönetimi (RBVM) gibi yenilikler, bir kuruluşun siber güvenlik duruşunu yükseltme konusunda oyunun kurallarını değiştiren unsurlar olarak ortaya çıktı.
EASM, kuruluşların dış saldırı yüzeylerine bütünsel bir bakış açısı kazanmalarını sağlar. Otomatik yaklaşımı, kuruluşun, savunmasız varlıkları, hatta bilmedikleri varlıkları bile gerçek zamanlı olarak tanımlayıp analiz ederek siber saldırı riskini azaltmasına olanak tanır.
Tarihsel olarak güvenlik açığı yönetimi, genellikle ‘uyarı yorgunluğu’ sorunuyla boğuşan tepkisel bir oyundu. Ancak Risk Tabanlı Güvenlik Açığı Yönetimi (RBVM) bu anlatıyı değiştirdi. RBVM araçları, geleneksel güvenlik açığı taramasında görüldüğü gibi her güvenlik açığını işaretlemek yerine, bunları bağlamsal riske göre önceliklendirir. Bu, kuruluşların ilk olarak hangi güvenlik açıklarının ele alınması gerektiği konusunda daha iyi kararlar almasına yardımcı olur.
Siber tehditlerin hatları geliştikçe savunma mekanizmalarımız da gelişmelidir. PTaaS, EASM ve RBVM’de sürekli izlemeyi benimsemek yalnızca bir strateji değil, günümüzün dijital ortamında işletmeler için bir zorunluluktur.
Bu değişimin farkında olan Outpost24, siber dayanıklılığı artırmak için birleşik, sürekli ve proaktif bir yaklaşım sağlayan siber güvenlik çözümleri sunuyor.
Geniş ölçekte web uygulaması testinden saldırı yüzeyi analizine ve güvenlik açığı yönetimine kadar, kuruluşun potansiyel sorunları büyümeden önce ele almasına yardımcı oluyoruz.