Sürekli gelişen siber güvenlik dünyasında, “şifreli siber saldırılar” terimi hem kuruluşlar hem de bireyler için önemli bir tehdit olarak dikkat çekiyor. Bu tür saldırılar, kötü amaçlı etkinlikleri tespit edilmekten gizlemek için şifreleme tekniklerini kullanır, bu da güvenlik sistemlerinin bunları tanımlamasını ve engellemesini zorlaştırır. Bu yazımızda şifreli siber saldırıların ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve oluşturdukları potansiyel riskleri inceleyeceğiz.
Siber Saldırılarda Şifrelemeyi Anlamak
Şifreleme, hassas verileri yalnızca şifre çözme anahtarıyla çözülebilen, okunamayan metne dönüştürerek korumak için kullanılan bir güvenlik önlemidir. Çevrimiçi bankacılık veya e-posta hizmetleri gibi ağlar üzerinden aktarım sırasında bilgileri korumak için yaygın olarak kullanılır. Ancak siber suçlular, şifrelemeyi kötü amaçlarla kullanmayı, bunu saldırılarını gizlemek ve tespit edilmekten kaçınmak için kullanmayı öğrendi.
Şifrelenmiş siber saldırılarda, saldırganlar genellikle iletişimlerini tehlikeye atılmış sistemlerle veya veri sızıntısıyla şifreler, bu da geleneksel güvenlik önlemlerinin (güvenlik duvarları ve izinsiz giriş tespit sistemleri gibi) kötü niyetli etkinlikleri tanımlamasını ve engellemesini zorlaştırır. Bu saldırılar kötü amaçlı yazılım, fidye yazılımı veya diğer siber tehdit türlerini içerebilir.
Şifreli Siber Saldırı Türleri
1. Şifreli Fidye Yazılımı Saldırıları: Şifreli siber saldırıların en kötü bilinen türlerinden biri fidye yazılımıdır. Bu saldırılarda siber suçlular, dosyaları ve sistemleri kilitlemek için şifrelemeyi kullanır ve bunları kurbanın erişilemez hale getirir. Saldırganlar daha sonra erişimi yeniden sağlamak için şifre çözme anahtarı karşılığında fidye ödemesi talep ediyor. Şifrelenmiş fidye yazılımı saldırıları, işletmelerde ve bireylerde ciddi kesintilere neden olabilir ve hatta bazen şifre çözme anahtarının hiç sağlanmaması durumunda kalıcı veri kaybına neden olabilir.
2. Şifreli Veri Sızıntısı: Saldırganlar, hassas verileri hedef sistemden sızdırmak için şifrelemeyi kullanabilir. Siber suçlular, çalınan verileri şifreleyerek olağandışı veya yetkisiz veri aktarımlarını izleyen güvenlik araçları tarafından tespit edilmesini engelleyebilir. Veriler şifrelendikten sonra, genellikle HTTPS veya şifreli e-posta gibi meşru iletişim kanalları aracılığıyla şüphe uyandırmadan dışarı sızdırılabilir.
3. Şifreli Komuta ve Kontrol (C2) İletişimleri: Daha gelişmiş kalıcı tehditlerde (APT’ler), siber suçlular veya devlet destekli bilgisayar korsanları, virüslü sistemlerle olan iletişimlerini şifreleyebilir. Bu, güvenlik ekiplerini etkinlikleri konusunda uyarmadan, güvenliği ihlal edilmiş cihazlara veya sunuculara komutlar vermelerine olanak tanır. Şifrelenmiş C2 trafiği, bir ağdaki kötü niyetli aktörlerin varlığını tespit etmeyi çok daha zorlaştırır.
4. Şifrelenmiş Kötü Amaçlı Yazılım: Bazı kötü amaçlı yazılımlar, antivirüs programları ve güvenlik duvarları tarafından tespit edilmekten kaçınmak için şifreleme kullanacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır. Bu tür kötü amaçlı yazılımlar, yüklerini veya iletişim kanallarını şifreleyerek geleneksel güvenlik önlemlerini atlamalarına olanak tanıyabilir. Kötü amaçlı yazılım ağa girdikten sonra kendi şifresini çözebilir ve alarm vermeden kötü amaçlı faaliyetler gerçekleştirebilir.
Şifreli Siber Saldırılar Güvenliği Nasıl Aşar?
Geleneksel siber güvenlik araçları, bilinen kötü amaçlı etkinlik kalıplarının tanımlandığı ve engellendiği imza tabanlı tespite büyük ölçüde dayanır. Ancak şifreli saldırılar bu kalıpları gizlemek için tasarlandığından geleneksel güvenlik sistemlerinin tespitini zorlaştırır.
1. Görünürlük Eksikliği: Şifreleme, ağ trafiğinin içeriğini gizleyerek ağ izleme araçlarının bunu analiz etmesini imkansız hale getirebilir. İletilen gerçek verilere görünürlük olmadan, hassas verilerin aktarılması veya harici bir saldırgandan komut yürütülmesi gibi bir siber saldırının işaretlerini tespit etmek zorlaşır.
2. SSL/TLS Şifrelemesi: Siber suçlular, internette güvenli iletişim için yaygın olarak kullanılan SSL (Güvenli Yuva Katmanı) veya TLS (Aktarım Katmanı Güvenliği) şifreleme protokollerinden yararlanabilir. Bu protokoller, kullanıcının mahremiyetini ve gizliliğini korumak için tasarlanmıştır, ancak saldırganlar bunları, şifrelenmiş paketlerin şifresini çözemeyen ağ güvenlik araçlarından gelen kötü amaçlı trafiği gizlemek için kullanabilir.
3. Gizleme Teknikleri: Saldırganlar, saldırı kodlarını gizlemek için karmaşık şifreleme algoritmaları kullanabilir. Bu, güvenlik araçlarının kodu analiz etmesini ve kötü amaçlı olarak işaretlemesini zorlaştırır. Bir güvenlik sistemi şüpheli bir dosyanın varlığını tespit etse bile şifreleme nedeniyle dosyanın gerçek niteliğini belirleyemeyebilir.
Şifreli Siber Saldırıların Potansiyel Riskleri
Şifrelenmiş siber saldırılar kuruluşlar ve bireyler için birçok ciddi risk oluşturur:
1. Veri Hırsızlığı ve Gizlilik İhlalleri: Saldırganlar, hassas verileri tespit edilmeden başarılı bir şekilde sızdırdıklarında, bu verileri finansal kazanç veya diğer kötü amaçlarla kullanabilirler. Bu, mahremiyetin ihlaline, kimlik hırsızlığına ve fikri mülkiyet kaybına neden olabilir.
2. İş Kesintisi: Verilerin şifrelendiği ve rehin tutulduğu fidye yazılımı saldırıları, tüm kuruluşu felç edebilir. İşletmeler bir saldırıdan kurtulmaya çalışırken ciddi kesintiler, gelir kaybı ve itibar kaybıyla karşı karşıya kalabilir.
3. Yasal ve Mevzuata Uygunluktan Kaçınmak: Pek çok sektörde, GDPR ve HIPAA gibi kuruluşların verilerinin güvenliğini sağlamasını gerektiren katı veri koruma düzenlemeleri vardır. Şifrelenmiş siber saldırılar, özellikle de veri sızdırmayı içerenler, bu düzenlemeleri ihlal edebilir ve potansiyel olarak maliyetli para cezalarına ve yasal sonuçlara yol açabilir.
4. Gelişmiş Kalıcı Tehditler (APT’ler): Şifreli iletişimler, iyi finanse edilmiş ve iyi organize edilmiş tehdit aktörleri tarafından düzenlenen karmaşık, uzun vadeli siber saldırıların ayırt edici özelliği olabilir. Bu saldırılar uzun süreler boyunca fark edilmeden kalabilir ve bu süre zarfında saldırganlar casusluk, sabotaj veya diğer kötü amaçlı faaliyetler gerçekleştirebilir.
Şifreli Siber Saldırılara Karşı Nasıl Savunma Yapılır?
Şifrelenmiş siber saldırılara karşı savunma, geleneksel güvenlik önlemlerini modern tespit teknikleriyle birleştiren çok katmanlı bir yaklaşım gerektirir:
1. Uçtan Uca Şifreleme İzleme: Kuruluşunuzun, gizlilikten ödün vermeden, kötü niyetli davranışları belirlemek için gerektiğinde trafiği izleyebildiğinden ve şifresini çözebildiğinden emin olun.
2. SSL/TLS Denetimi: Potansiyel tehditlere karşı güvenli trafiğin şifresini çözmek ve incelemek için SSL/TLS inceleme proxy’lerini uygulayın. Ancak bu tür trafiğin şifresini çözerken gizlilik kaygılarını dengelemek önemlidir.
3. Davranış Analizi: İmza tabanlı algılama yerine davranışsal analize odaklanan gelişmiş güvenlik araçlarını kullanın. Bu, trafik şifrelenmiş olsa bile sistemlerin davranış kalıplarına göre olağandışı veya kötü amaçlı etkinlikleri tanımlamasına olanak tanır.
4. Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama (MFA): Kritik sistemlerin ve hassas verilerin çok faktörlü kimlik doğrulamayla korunduğundan emin olun; bu, şifreli iletişim kanallarına sahip olsalar bile saldırganların yetkisiz erişim elde etmesini zorlaştırır.
5. Çalışan Eğitimi: Kimlik avı e-postalarından kaçınmak ve ekleri indirirken dikkatli olmak gibi siber güvenlikle ilgili en iyi uygulamalar konusunda çalışanları eğitin. İlk güvenlik ihlalinin önlenmesi genellikle şifreli saldırılara karşı en iyi savunmadır.
Çözüm
Şifreli siber saldırılar, dijital ortam için giderek daha karmaşık bir tehdit oluşturuyor. Siber suçlular ve ileri düzey saldırganlar, tespit edilmekten kaçınmak için şifrelemeden yararlanarak gizlice çalışabilir ve bu da güvenlik ekiplerinin kötü niyetli etkinlikleri tespit etmesini ve bunlara yanıt vermesini zorlaştırır. Şifreleme, meşru verilerin korunmasında hayati bir rol oynadığından, kuruluşların gelişmiş tespit yöntemlerini benimsemesi ve gelişen bu tehdide karşı koruma sağlamak için tetikte kalması çok önemlidir.
Reklam
LinkedIn grubumuz “Bilgi Güvenliği Topluluğu”nda 500.000’den fazla siber güvenlik profesyoneline katılın!