Jaye Tillson, Strateji Direktörü,
Günümüzde kuruluşlar, ağlarını güvence altına alma ve dağıtılmış iş gücünü sorunsuz bir şekilde bağlama konusunda sürekli bir zorlukla karşı karşıyadır. Geniş alan ağı (WAN) yeteneklerini kapsamlı güvenlik özellikleriyle birleştiren yenilikçi bir ağ ve güvenlik çerçevesi olan Secure Access Service Edge (SASE) ile tanışın.
SASE, ağ ve güvenlik hizmetlerini tek bir yerel bulut mimarisinde birleştiren bir paradigma değişimini temsil ediyor.
Sık sık SASE’nin kullanım durumları hakkında sorular soruluyor, bu yüzden SASE’nin ilk üç kullanım durumunu ve modern işletmeler için ağ güvenliği ve bağlantıda nasıl devrim yarattığını keşfedeceğim.
Güvenli Uzaktan Erişim ve İşgücü Hareketliliği:
Uzaktan çalışmanın artması ve mobil cihazların yaygınlaşması nedeniyle kuruluşlar güvenilir ve güvenli uzaktan erişim çözümlerine ihtiyaç duyuyor. SASE, konumları veya kullandıkları cihazlar ne olursa olsun çalışanlar için güvenli uzaktan erişim sağlayarak ikna edici bir kullanım durumu sunar. SASE, ağ ve güvenlik işlevlerini birleşik bir bulut tabanlı platformda birleştirerek, uzaktan çalışanların kurumsal kaynaklara güvenli ve sorunsuz bir şekilde erişmesini sağlar. SASE’nin Sıfır Güvenilir Ağ Erişimi (ZTNA) yetenekleri, erişim izni vermeden önce kullanıcı kimliklerini, cihaz duruşunu ve bağlamsal faktörleri doğrulayarak yetkisiz erişim veya veri ihlali riskini en aza indirir. Bu kullanım durumu, kuruluşların sağlam bir güvenlik duruşunu sürdürürken esnek çalışma düzenlemelerini benimsemesine olanak tanır.
Bulut Benimseme ve Uygulama Performansı:
İşletmeler uygulamalarını ve verilerini buluta taşırken, optimum performans ve güvenliğin sağlanması giderek daha önemli hale geliyor. Uygulama performansını optimize etmek ve gecikmeyi azaltmak için yerel ağ çıkış noktalarından yararlanan SASE’nin mimarisi, küresel bir Varlık Noktaları (PoP’ler) ağı üzerine kuruludur. Sonuç olarak, trafik verimli bir şekilde yönlendirilebilir ve bu da kullanıcılar ve uygulamalar arasında daha kısa mesafeler sağlar. Ayrıca SASE’nin güvenli web ağ geçitleri (SWG) ve bulut erişim güvenlik aracıları (CASB) gibi entegre güvenlik yetenekleri, buluta bağlı trafik üzerinde ayrıntılı görünürlük ve kontrol sağlayarak hassas verileri korur ve saldırıları azaltır. SASE’nin bulut bağlantısını ve güvenliğini geliştirme yeteneği, onu dijital dönüşümü benimseyen işletmeler için vazgeçilmez bir araç haline getiriyor.
Şube Dönüşümü ve Basitleştirilmiş Ağ Yönetimi:
Birden fazla lokasyonda ağ ve güvenlik altyapısı yönetimi, geçmişte dağıtılmış şube ofisleri olan kuruluşlar için bir zorluk olmuştur. Bulutta yerel bir mimari, geleneksel MPLS (Çok Protokollü Etiket Anahtarlama) ağlarını ideal bir çözüm olan SASE ile değiştirir. SASE, ağ ve güvenlik işlevlerini bulutta birleştirerek ağ yönetimini basitleştirir, işletim maliyetlerini azaltır ve çevikliği artırır. Şube ofisleri, yazılım tanımlı geniş alan ağı (SD-WAN) yetenekleri aracılığıyla SASE mimarisine güvenli bir şekilde bağlanarak optimum performans sağlar ve birleşik tehdit koruması sağlar. SASE’nin yaklaşımı, her şubede ayrı cihazlara olan ihtiyacı ortadan kaldırır, ağ provizyonunu kolaylaştırır ve kuruluşun tüm ağ altyapısında tutarlı güvenlik ilkeleri sağlar.
Sonuç olarak, Secure Access Service Edge (SASE), modern işletmeler için ağ güvenliğini ve bağlanabilirliği yeniden tanımlayan dönüştürücü bir çerçeve olarak ortaya çıkmıştır. İlk üç kullanım durumu, güvenli uzaktan erişim, bulut benimseme ve uygulama performansı ve şube dönüşümü, SASE’nin kuruluşlar için çok yönlülüğünün ve değerinin altını çiziyor.
SASE, ağ oluşturma ve güvenlik işlevlerini bulut tabanlı bir mimaride birleştirerek kuruluşların dijital dönüşümü benimsemelerine, üretkenliği artırmalarına ve güvenlik duruşlarını güçlendirmelerine olanak tanır. İşletmeler dinamik bir ortamda gelişmeye devam ederken, SASE ağ güvenliği ve bağlanabilirliğin sürekli artan taleplerini karşılamak için ikna edici bir çözüm sunuyor.
reklam