Meta, bu yılın başlarında teknoloji firmasının, kendi ağını kullanmaya devam etmesi için telekomünikasyon şirketine 20.000.000 avro ödemesini gerektiren bir mahkeme kararının ardından, Deutsche Telekom ile doğrudan peering ilişkisini sonlandırdığını duyurdu.
Bunun yerine Meta, artık trafiği doğrudan Deutsche Telekom üzerinden değil, üçüncü taraf sağlayıcılar aracılığıyla kendi platformlarından ve hizmetlerinden (Facebook, Instagram, WhatsApp) yeniden yönlendirecek.
Bu hareketin, Meta’nın platformlarını kullanan Deutsche Telekom aboneleri için ağ gecikmesi, tıkanıklık, performans/kalite azalması ve hizmet kesintileri riskini artırması bekleniyor. Ancak Meta, Alman telekomünikasyon firmasının bu riskleri azaltmak için önlemler alacağını umduğunu söylüyor.
Meta ve Deutsche Telekom nasıl çıkmaza girdi?
Konu, Meta’nın platformları ile Deutsche Telekom’un ağı arasındaki veri trafiğinin nasıl değiş tokuş edildiği etrafında dönüyor.
Genellikle bu ilişkiler “yerleşimsizdir”, yani her iki tarafın da ortak bir İnternet değişim noktasında (IXP) bulunan ekipmanları vardır veya birbirlerinin ağları arasında doğrudan bir bağlantı vardır ve birbirlerinden ücret almadan veri alışverişinde bulunurlar.
Ancak 2022 yılında Deutsche Telekom, şirketler arasındaki önceki anlaşmanın sona ermesinin ardından Meta’nın kendi ağı üzerinden gönderdiği veriler için ödeme talep etti ve İSS’nin Meta için işlediği trafik miktarı, gönderdiği veriye kıyasla olağanüstü büyüktü.
Alman medyasında yer alan haberlere göre, sözleşmeye göre Deutsche Telekom’un 2010-2020 yılları arasında Meta servislerinin özel kullanımına yönelik olarak 7 lokasyonda, 50 port ve 5 bin gigabit/s veri hızına sahip 24 özel bağlantı noktası tahsis etmesi öngörülüyordu. Meta, bunun için 2010-2020 yılları arasında yıllık 5 milyon 800 bin avro ödedi.
Sözleşme sona erdiğinde Meta, sözleşmeyi yenilemeyi reddetti ve bunun yerine uzlaşmasız bir modele geçişi önerdi. Ancak Meta, trafiği eşleme bağlantısı üzerinden göndermeye devam etti ve bildirildiğine göre DT tarafından önceki anlaşmanın şartları uyarınca gönderilen faturaları ödemeyi reddetti.
Deutsche Telekom onlara dava açtı ve Mayıs 2024’te Köln Bölge Mahkemesi lehine karar verdi. Karara göre Meta, ağını kullanmaya devam etmesi için Deutsche Telekom’a 20 milyon avro ödemek zorunda kalacaktı ve Meta bunu kabul etmedi.
Meta, bu kararın ve Deutsche Telekom’un tutumunun tehlikeli bir emsal oluşturduğunu ve harika tüketici deneyimlerine katkıda bulunan net tarafsızlığı ve açık internet standartlarını tehdit ettiğini savunuyor.
Sosyal medya devi ayrıca, yalnızca 2022’de küresel altyapıya 27 milyar avronun üzerinde yatırım yaptığını, bunun da telekom sağlayıcılarının yükünü hafiflettiğini ve esasen maliyetlerini düşürdüğünü belirtiyor.
Bu davanın, ağ tarafsızlığı açısından önemli sonuçları bulunuyor; zira Deutsche Telekom, büyük şirketlerden orantısız şekilde yoğun ağ kullanımı için ücret alınmamasının telekom sağlayıcıları üzerinde gereksiz bir mali baskı oluşturduğunu, bunun da tüketiciler için daha yüksek maliyetlere veya ağ altyapısına yapılan yatırımın azalmasına yol açabileceğini savunuyor.
Sonuç olarak, iki tarafın anlaşmaya varamaması nedeniyle ortaya çıkacak kayıp, hem Deutsche Telekom’un abonelerini hem de Meta’nın üyelerini olumsuz etkileyecek; bu durumda, trafikleri ek servis sağlayıcılar üzerinden yönlendirilecek ve bunun getirdiği tüm dezavantajlar da beraberinde gelecek.