Cisco’nun Veri Gizliliği Kıyaslama Çalışması’nın altıncı baskısında ankete katılan güvenlik uzmanlarının %95’ine göre gizlilik iş için kritik öneme sahiptir. 26 coğrafyadan 4.700’den fazla güvenlik uzmanıyla yapılan ankette, kuruluşlarındaki veri gizliliği programına aşina olan 3.100’den fazla katılımcı yer aldı. Ayrıca, yanıt verenlerin %94’ü, verilerin uygun şekilde korunmadığını düşünürse müşterilerin onlardan satın almayacağını söyledi.
Dikkate alınması gereken başka bir ilginç nokta: %96’sı verileri uygun şekilde işlemek için etik bir zorunlulukları olduğunu söylüyor.
Ancak, tüketicilerin bilgilerinin nasıl kullanıldığı konusunda güvenlerini kazanmak için gerekli olduğunu söyledikleri ile kuruluşların bu güveni kazanmak için ne yapmaları gerektiğini düşündükleri arasında bir kopukluk vardır. Tüketiciler, güvenlerini kazanmak için en önemli önceliğin şeffaflık (%39), kişisel bilgileri satmamak (%21) ve gizlilik yasalarına uyum (%20) olduğunu söylüyor. Kuruluşlar arasında öncelik sırası farklılık gösteriyordu. İş açısından bakıldığında, mevcut düzenlemelere uyum (%30) müşteri güveni oluşturmak için bir numaralı öncelikti, bunu verilerin nasıl kullanıldığı konusunda şeffaflık (%26) ve kişisel bilgilerin satılmaması (%21) izledi.
Cisco raporda “Kesinlikle kuruluşların gizlilik yasalarına uyması gerekir” diye yazıyor. “Ancak konu güven kazanmak ve inşa etmek olduğunda, uyumluluk yeterli değildir. Tüketiciler, şeffaflığın daha çok farklılaştırıcı bir unsur olmasıyla birlikte, yasal uyumluluğun ‘verili’ olduğunu düşünür.”
Bu kopukluk, veri ve yapay zeka açısından da mevcut. Rapora göre, tüketiciler yapay zekayı “genel olarak destekliyor” olsa da, otomatik karar verme hala bir endişe alanı. Ankete katılan tüketicilerin yaklaşık dörtte üçü (%76), onlara yapay zeka tabanlı uygulamalardan vazgeçmeleri için fırsatlar sunulmasının, yapay zeka konusunda “çok daha fazla” veya “daha” rahat olmalarına yardımcı olacağını söylüyor. Anket bulgularına göre tüketiciler ayrıca kuruluşların bir AI etik yönetimi programı başlattığını (%75), uygulamanın nasıl karar verdiğini açıkladığını (%74) ve karar alma sürecine bir insanı dahil ettiğini (%75) görmek istiyor.
Buna karşılık kuruluşlar, devre dışı bırakmaya öncelik vermiyor, yalnızca %21’i müşterilere AI kullanımını devre dışı bırakma fırsatı verdiklerini söylüyor ve %22’si bunun atılması gereken etkili bir adım olacağını düşünüyor. Kuruluşlar için en önemli öncelik, karar alma sürecine bir insanın dahil edilmesini sağlamak (%63) ve uygulamaların nasıl çalıştığını açıklamaktı (%60). Kuruluşların yarısından fazlası, uygulamanın nasıl çalıştığını açıklamayı (%58), karar alma süreçlerine insan katılımını sağlamayı (%55) ve yapay zeka etik ilkelerini benimsemeyi müşteri güvenini kazanmanın etkili bir yolu olarak görüyor.
Ankete katılanların çoğunluğu (%92), kuruluşlarının, verilerinin yapay zeka ile nasıl kullanılacağı konusunda müşterilere güvence vermek için daha fazlasını yapması gerektiğine inanıyor. Kullanıcının devre dışı kalmasına izin vermek oldukça etkili bir yol olacaktır.