Eylül ayının gelmesiyle birlikte, Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl düzenlenen İçeriden Gelen Tehdit Farkındalık Ayı da başlıyor. Bu özel ay, kuruluşlara genellikle kendi saflarında gizlenen potansiyel bir tehlikeye, yani içeriden gelen tehditlere karşı uyanık kalmaları konusunda önemli bir hatırlatma görevi görüyor.
Kuruluşumuzun güvenliği söz konusu olduğunda çalışanlarımızın ve meslektaşlarımızın her zaman aynı fikirde olduğuna inanmak istesek de gerçeklik çoğu zaman farklı bir tablo çiziyor. Bu makale, İç Tehdit Farkındalık Ayının önemini ele alıyor ve kuruluşların genellikle yakalanması zor olan bu tehditleri tespit etmek ve azaltmak için kullanabileceği etkili stratejileri araştırıyor.
İçeriden Gelen Tehdidi Anlamak
İçeriden gelen tehdit, esas olarak, iç sistemlere, verilere ve bilgilere erişimi olan kişilerin bir kuruluşun güvenliğine ve veri bütünlüğüne yönelik oluşturduğu herhangi bir potansiyel risktir. Bu kişiler çalışanlar, yükleniciler veya iş ortakları olabilir.
Daha görünür ve öngörülmesi daha kolay olan dış tehditlerin aksine, iç tehditler genellikle hasar oluşana kadar fark edilmez. Bu tür tehditlerin ardındaki nedenler mali kazançtan kişisel kinlere kadar değişebilir ve eylemleri veri hırsızlığı, dolandırıcılık veya yetkisiz veri erişimini içerebilir.
Son yıllarda, aşağıdakiler de dahil olmak üzere, veri ihlallerine ve mali zararlara yol açan çeşitli içeriden tehdit örnekleri görüldü:
Liste devam ediyor…
Farkındalığın Önemi
İçeriden Gelen Tehdit Farkındalık Ayı, çalışanları ve paydaşları içeriden gelen tehditlerin varlığı ve potansiyel sonuçları konusunda eğitmenin önemini vurguluyor. Kuruluşlardaki pek çok kişi, içeridekilerin oluşturduğu risklerin farkında bile olmayabilir. Eğitim programları, çalıştaylar ve bilgilendirme kampanyaları yoluyla farkındalığı artırmak, içeriden gelebilecek tehditleri önlemenin ilk adımıdır.
Etkili Tespit Stratejileri
- Davranış Analitik: Davranış analizi araçlarının uygulanması, kuruluşların çalışanlar arasındaki olağandışı davranış kalıplarını tespit etmesine yardımcı olabilir. Bu araçlar, potansiyel bir tehdide işaret edebilecek anormallikleri belirlemek için dosya erişimi, veri aktarımları ve oturum açma süreleri gibi etkinlikleri izleyebilir.
- Erişim Denetimleri ve En Az Ayrıcalık İlkesi: Erişim haklarını, en az ayrıcalık ilkesi uyarınca yalnızca çalışanın rolü için gerekli olanlarla sınırlamak, içeriden gelebilecek tehdit potansiyelini en aza indirmeye yardımcı olabilir. Erişim kontrollerinin düzenli olarak gözden geçirilmesi ve güncellenmesi önemlidir.
- Çalışan eğitimi: Güvenlik protokollerinin önemini ve içeriden gelen tehditlerin sonuçlarını vurgulayan düzenli eğitim oturumları düzenleyin. Çalışanlar kötü niyetli davranışlarla ilgili işaretlerin ve risklerin farkında olmalıdır.
- Olay Müdahale Planları: Kuruluşların iyi tanımlanmış olay müdahale planları olmalıdır. Bu planlar, içeriden gelen tehditlere özel eylemler de dahil olmak üzere, bir güvenlik ihlali durumunda atılacak adımları özetlemelidir.
- İzleme ve Denetim: Dahili sistemlerin ve veri erişiminin düzenli olarak izlenmesi ve denetlenmesi, şüpheli etkinliklerin erken tespit edilmesine yardımcı olabilir. Otomatik izleme araçları, güvenlik ekiplerini potansiyel tehditlere karşı gerçek zamanlı olarak uyarabilir.
- Çalışan Yardım Programları (EAP’ler): EAP’ler, çalışanlara endişelerini veya şikâyetlerini bildirmeleri için gizli bir yol sağlayarak hoşnutsuz çalışanların içeriden gelen tehditlere başvurma olasılığını azaltabilir.
MorganFranklin Consulting SECOPS, Altyapı ve İnovasyon Genel Müdürü Michael Orozco, İçeriden Gelen Tehdit Farkındalığı Ayının önemini vurgulamak için Hackread.com’a şunları söyledi:
“Birçok kuruluş içeriden gelen tehditlere karşı hazırlıklı olmak için gereken araçlara sahip ancak çoğu zaman bunları gözden kaçırıyor. Çalışan sözleşmeleri genellikle şirkete, şirkete ait ekipmanlardaki etkinlikleri izleme hakkı verir; bu, yetkisiz veri erişimi veya olağandışı web etkinliği gibi şüpheli davranışları ortaya çıkarabilir. Ayrıca yapay zeka, yazma kalıpları ve tuş vuruşları da dahil olmak üzere çalışan davranışlarını izleyerek içeriden gelen tehditleri tespit etme konusunda giderek daha verimli hale geliyor.”
Michael Orozco – Morgan Franklin Danışmanlık
İçeriden gelen tehditlerin oluşturduğu ciddi tehlikeleri daha iyi anlamak ve şüpheli faaliyetleri hızlı bir şekilde tespit edip rapor edebilmek için, ABD hükümeti tarafından barındırılan Ulusal İçeriden Gelen Tehdit Farkındalık Ayı web sitesini incelemeyi düşünün. Ayrıca, Ulusal İçeriden Tehdit Görev Gücü’nün web sayfasında da değerli kaynaklar bulunabilir.
Çözüm
İç Tehdit Farkındalık Ayı, kuruluşların çoğunlukla hafife alınan iç tehdit tehlikesine karşı proaktif önlemler almaları konusunda zamanında bir hatırlatma görevi görür. Kuruluşlar farkındalığı artırarak, çalışanları eğiterek ve güçlü tespit stratejileri uygulayarak bu iç risklere karşı savunmasızlıklarını önemli ölçüde azaltabilir. İçeriden gelen tehditleri azaltmanın anahtarı, teknoloji, eğitim ve organizasyonun her seviyesine nüfuz eden bir güvenlik kültürünün birleşiminde yatmaktadır.