Bu pek çok kişiye sürpriz gelebilir, ancak güvenlik uzmanları mobil cihazları korumak için basit ama etkili bir taktik öneriyor; bu basit gibi görünse de siber tehditlere karşı savunmada gerekli olduğu kanıtlanan bir taktik. New England sakinlerinden, özellikle de Maine, New Hampshire ve Massachusetts’tekilerden akıllı telefonlarını yeniden başlatmaları veya alternatif olarak düzenli aralıklarla en az 10 dakika süreyle kapatıp açmaları istendi.
Görünüşte basit olan bu tavsiye, kötü amaçlı yazılımların ve casus yazılımların akıllı telefonlarda yayılmasını önlemeyi amaçlayan daha büyük bir güvenlik stratejisinin bir parçasıdır. İlk olarak Avustralya hükümeti tarafından geçen yılın Eylül ayında ortaya atılan öneri, şimdi Ocak 2025’te mobil güvenlik önerisi olarak yeniden vurgulanıyor.
Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA), bir cihazın yeniden başlatılmasının, zararlı sitelere giden bağlantıların engellenmesi ve “sıfır tıklama” olarak adlandırılan istismarların (kullanıcının müdahalesi olmadan bir cihaza bulaşabilecek siber saldırılar) engellenmesi de dahil olmak üzere, kötü amaçlı yazılımları etkili bir şekilde bozabileceğinin altını çizmiştir. Kullanıcılar, telefonlarını haftada en az bir veya iki kez (ideal olarak özellikle güncellemelerden sonra günde bir kez) yeniden başlatarak enfeksiyon olasılığını önemli ölçüde azaltabilir.
İnsan şunu merak edebilir: Bu yeniden başlatma rutini, NSO Group’un kötü şöhretli Pegasus casus yazılımı gibi gelişmiş gözetleme araçlarını gerçekten durdurabilir mi? Uzmanlara göre evet. Telefonun yeniden başlatılması, mevcut tüm kötü amaçlı bağlantıların kesilmesine yardımcı olur ve potansiyel olarak devam eden gözetim çalışmalarını kesintiye uğratır. Özünde basit ama güçlü bir savunma önlemi görevi görüyor.
Ancak yeniden başlatma, kullanıcıların benimseyebileceği tek güvenlik önlemi değildir. Akıllı telefonların saldırılara karşı korunmasına yardımcı olabilecek başka en iyi uygulamalar da vardır. Örneğin, gerekmediğinde Bluetooth’u kapatmak, yetkisiz erişim riskini azaltmanın iyi bir yoludur. Ek olarak, uygulamaların konum erişimini yalnızca aktif kullanımda oldukları zamanlarla sınırlamak, nerede olduğunuzun bilginiz olmadan takip edilme olasılığını daha da azaltabilir.
Bir diğer önlem adımı, özellikle havalimanlarında veya toplu taşıma merkezlerinde, cihazlara kötü amaçlı yazılım yerleştirme aracı olarak genellikle siber suçluların hedefi olan halka açık USB şarj istasyonlarını kullanmaktan kaçınmaktır. Ayrıca, iki faktörlü kimlik doğrulamanın (2FA) güçlü, en az altı haneli bir şifreyle etkinleştirilmesi, hesapların güvenliğinin sağlanması ve ekstra bir koruma katmanı eklenmesi açısından çok önemlidir.
Mobil güvenliğin önemini vurgulamak için uzmanlar sıklıkla casus yazılım sızmasını içeren yüksek profilli olaylara işaret ediyor. Ünlü bir örnek, birkaç yıl önce bir Suudi prensin Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un akıllı telefonunu hacklemek için casus yazılım kullandığı iddiasıyla yaşandı. Bu ihlal, WhatsApp konuşmalarının sızdırılmasına ve sonuçta Lauren Sanchez ile olan özel ilişkisinin açığa çıkmasına neden oldu. Bu, mobil cihazdaki güvenlik açıklarıyla ilişkili potansiyel risklerin açık bir hatırlatıcısıdır.
Akıllı telefonlar günlük hayatımızın vazgeçilmez araçları haline geldiğinden, onları giderek karmaşıklaşan siber saldırılardan korumak için etkili stratejiler benimsemek her zamankinden daha önemli. Uzmanlar, mobil güvenliğinizi güçlendirmenin kolay ama etkili bir yolu olarak, telefonunuzu yeniden başlatmak veya 15 ila 30 dakikalık bir süre boyunca kapatmak da dahil olmak üzere çeşitli ihtiyati tedbirlerin uygulanmasını öneriyor.
New England sakinleri ve genel olarak akıllı telefon kullanıcıları, bu yönergeleri izleyerek cihazlarını potansiyel tehditlere karşı daha iyi savunabilir ve giderek dijitalleşen dünyada daha fazla gönül rahatlığı yaşayabilirler.
Reklam
LinkedIn grubumuz “Bilgi Güvenliği Topluluğu”nda 500.000’den fazla siber güvenlik profesyoneline katılın!