Dijitalleşme zamanla artarken, bilgi üretimi, paylaşımı ve depolanması da zirveye ulaştı. Yeni veri türleri üretilirken, bu tür bilgilerin korunmasına yönelik yenilikçi tehlikeler de zamanla ortaya çıkıyor.
İşletmeler, üretilmekte olan yeni verilerden bilgi almaya hazırdır. Ancak bilgi tufanını yönetmenin ve hesaba katmanın zor olduğunu hissediyoruz.
‘Hiper Veri Toplama’ terimi burada ortaya çıkıyor. Basit bir ifadeyle, Hiper Veri toplamanın anlamı, birden fazla kaynaktan farklı verilere erişmek ve bunları yönetmektir. “Hiper Toplayıcı” terimi ilk olarak Queensland Üniversitesi’nde kıdemli bir veri araştırmacısı olan Brendan Walker tarafından icat edildi.
Twitter, Bulut depolama motorları, TikTok, Bunnings, eBay, Netflix gibi çevrimiçi kaynakların tümü hiper veri toplayıcılarıdır ve şirketler bu tür kaynaklardan ortaya çıkan Kişisel Tanımlanabilir Bilgileri (PII) korumak için çok çaba sarf etmelidir.
Sadece teknoloji şirketleri değil, biz insanlar da özel hayatımızdan edindiğimiz bilgileri toplarken, tasnif ederken ve analiz ederken zorluklarla yüzleşmek zorundayız. Akıllı TV, buzdolabı ve akıllı telefondan toplanan veriler gibi, bu tür verilerin toplanmasına asla izin vermeyen bir tüketici hakkında belirsiz bir resim verebilir.
Veri bekçilerinin, işletmeleri müşterilerden topladıkları ve daha sonraki analizler için sakladıkları şeyler konusunda kısıtlayabildiğini hepimiz biliyoruz. Bununla birlikte, şirketler tüketici verilerini bilgisayar korsanlarından ve meraklı gözlerden izole etmek için farklı veri güvenliği stratejileri izleyerek şeffaflığı korusa da, toplanan hiper verileri izleyecek bilimsel bir mekanizma yoktur.
reklam