Son birkaç yıl bana internet sansürü konusunda nerede durduğum konusunda netlik kazandırdı. Bir süre bu konuda biraz isteksizdim çünkü her ikisinin de dezavantajları çok kötü, ancak X ve Facebook gibi teknoloji platformları için sanırım sonunda bir fikrim var.
- Platformlar, tüm yasal konuşmaları görmek isteyen herkesin kullanımına sunmalıdır.
- Onlar da yapmalı kolaylaştır kullanıcıların yaşamak istedikleri deneyimi şekillendirmeleri için.
Başka bir deyişle platformlar, yasallık dışında hiçbir şekilde gerçekliği filtrelememelidir. Ancak kullanıcıların istedikleri filtrelemeyi yapmasına izin vermeliler.
Bu iki şey yapar:
- Platformun öyleymiş gibi davranmak istediği gibi değil, herkesin (örneğin araştırmacıların) gerçekliği olduğu gibi görmesine olanak tanır.
- İnsanların yalnızca görmek istedikleri içeriği görmelerine olanak tanır.
Platformlar tam olarak nedir?
Bu bizi platformun gerçekte ne olduğunu sormaya zorluyor. Şehir meydanı mı? Küçük bir mahalle topluluğu mu? Halka açık bir ilan panosu mu?
Platformların bunlardan hangisi olduğunu bilmesi ve tercihini kamuoyuna duyurması gerekiyor. Mesela ben özel bir topluluğu yönetiyorum ve sivil fikir alışverişi için orada olduğumuzu, bazı şeylerin hoş görülmeyeceğini açıkça belirtiyorum. Son derece iyi gitti.
Peki X nedir? Facebook nedir? Karışıklık sorundur.
Sunucu tarafı gerçekliği, istemci tarafı filtreleme
Sonunda çözümün başlangıçta verdiğim dengeye doğru ilerleyeceğine inanıyorum. Platformda ham, müşteri tarafında filtreler var.
Platformlar kendi filtrelerini uygulayacak ve zaten bir miktar başarı elde ettiler, ancak yapay zeka destekli dijital asistanların buradaki en büyük atılım olacağını düşünüyorum.
İnsanlar, sunucu/platform tarafındaki filtrelere güvenmek yerine, kendi kişisel yapay zekaları sayesinde görmek istemedikleri dil ve görüşlerden korunacak. Müdürlerini herkesten daha iyi anlayacaklar ve görmek istedikleri bir gerçeklik görüşü yaratacaklar.
Bunun da kendine has sorunları olacak ama sanırım gidişat bu.