Dağıtılmış hizmet reddi (DDoS) saldırıları, bot olarak bilinen tek bir cihaza veya botnet olarak bilinen bir cihaz ağına kötü amaçlı yazılım bulaştığında gerçekleşir. Bu botlar veya botnet’ler, hizmetleri çevrimdışı duruma getirmek amacıyla saatler ve hatta günler boyunca artan trafik hacimleriyle web sitelerini doldurur. Son zamanlarda bilgisayar korsanlığı grupları, site sahiplerini finansal, rekabet avantajı veya politik nedenlerle şantaj yapmak için DDoS saldırılarından yararlanmaya başladı. Bu, kurumsal işletmeler için ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Planlama ve hazırlık, etkili bir DDoS savunması geliştirmenin anahtarıdır. Ama önce bu saldırıların nasıl çalıştığını anlamanız gerekiyor.
DDoS Saldırı Türleri
Yenilikçi yapay zeka (AI) teknolojisi ve büyüyen siber suç ekosistemi sayesinde her gün yeni DDoS saldırı vektörleri ortaya çıkıyor. Ancak genel olarak, her biri çeşitli siber saldırıları kapsayan üç ana DDoS saldırısı türü vardır. İlki, öncelikle bant genişliğine odaklanan ve ağ katmanını trafikle boğmak için tasarlanmış hacimsel bir saldırı olarak bilinir. Örneğin, etki alanı adı sunucusu (DNS) yükseltme saldırıları, bir hedefi DNS yanıt trafiğiyle doldurmak için açık DNS sunucularından yararlanır.
Diğer bir DDoS türü, kritik kaynakları hedef alan protokol yığınının 3. ve 4. Katmanlarındaki zayıflıklardan yararlanan bir protokol saldırısıdır. Örneğin, senkronizasyon paketi taşmaları (SYN), sunucuları kullanılamaz hale getirmenin bir yolu olarak tüm kullanılabilir sunucu kaynaklarını tüketecektir.
Son olarak, bir kaynak katmanı saldırısı, web uygulama paketlerini hedefleyerek ana bilgisayarlar arasındaki veri iletimini bozar. Örneğin, SQL enjeksiyon saldırıları, dizelere kötü amaçlı kod ekler. Bu dizeler daha sonra ayrıştırılmak ve yürütülmek üzere bir SQL sunucusuna iletilir.
Bu kategoriler çok çeşitli DDoS saldırılarını kapsayabilirken, güvenlik ekiplerinin siber suçluların farklı kategorilerden birden fazla saldırı türü kullanarak ağlarını tehlikeye atabileceklerinin de farkında olmaları gerekir.
DDoS Saldırılarına Karşı Koruma, Karşılık Verme
Web siteleri veya sunucular çöktüğünde, şirketler satışlarını ve müşterilerini kaybetme, yüksek kurtarma maliyetlerine maruz kalma ve itibarlarını zedeleme riskiyle karşı karşıya kalır. Bazı bölgelerde ve sanayi sektörlerinde ceza ve para cezalarına bile maruz kalabilirler. İşte DDoS saldırılarına yanıt vermenin dört yolu.
1. Risklerinizi Değerlendirin ve Korunduğunuzdan Emin Olun
İlk adım, kuruluşunuzdaki herkese açık uygulamaları belirlemektir. Anormallikleri belirleyebilmek ve buna göre yanıt verebilmek için tipik uygulama davranış modellerini not ettiğinizden emin olun. DDoS saldırıları genellikle tatiller gibi yoğun iş sezonlarında arttığından, kuruluşlar gelişmiş azaltma yeteneklerine sahip ölçeklenebilir DDoS koruma hizmetleri aramalıdır. Spesifik hizmet özellikleri arasında trafik izleme; uyarlanabilir gerçek zamanlı ayar; DDoS koruma telemetrisi, izleme ve uyarı; ve hızlı müdahale ekibine erişim.
2. Bir DDoS Müdahale Stratejisine Hazır Olun
Tüm şirketlerin alması gereken proaktif bir önlem, hızlı bir yanıt stratejisi geliştirmektir. Saldırıları nasıl belirleyeceğini, azaltacağını ve izleyeceğini bilen bir DDoS hızlı yanıt ekibi oluşturarak başlayın. Bu ekip aynı zamanda iç paydaşlar ve müşterilerle de çalışabilmelidir.
3. Potansiyel Zayıf Yönleri Belirleyin
Bir saldırı durumunda hizmetlerinizin nasıl yanıt vereceğini anlamak için saldırı simülasyonlarını kullanın. Bu simülasyonlar, hizmetlerinizin veya uygulamalarınızın kullanıcıların deneyimlerini kesintiye uğratmadan normal şekilde çalışabileceğini doğrulamalı ve iş etkisini en aza indirmek için iş saatleri dışında veya hazırlık ortamında gerçekleşmelidir. Bir saldırı simülasyonu yürütürken, DDoS yanıt stratejinizi bilgilendirmek için potansiyel teknoloji ve süreç boşluklarını belirlediğinizden emin olun.
4. Saldırılar Karşısında Yanıt Verin, Öğrenin, Uyum Sağlayın
Gerçek bir DDoS saldırısı durumunda, saldırı araştırmanızı ve saldırı sonrası analizinizi yürütmek için yerleşik bir DDoS müdahale ekibiyle veya diğer teknik uzmanlarla iletişime geçin. Bu geriye dönük analiz, hizmet veya kullanıcı kesintilerinin ölçeklenebilir mimari eksikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını netleştirmeye yardımcı olabileceği için özellikle önemlidir. Değerlendirmenizi, hangi uygulamaların veya hizmetlerin en büyük kesintileri yaşadığına ve DDoS yanıt stratejinizin etkinliğine odaklayın.
Tabii ki, DDoS saldırıları yeni ortaya çıkan siber tehdit türlerinden sadece bir tanesidir. Devam eden siber güvenlik gelişmeleri ve en iyi uygulamalar hakkında daha fazla bilgi için Microsoft Security Insider’a göz atın.