Ağ ve Güvenlik Mimarileri Ortaya Çıkarılıyor: SD-WAN, SASE, SSE ve Zero Trust


Jaye Tillson, Strateji Direktörü, Mihver Güvenliği

Geçtiğimiz birkaç yılda dünyamız hızla gelişti. Bu hızlı evrim, SD-WAN, SASE, SSE ve Zero Trust gibi yenilikçi ağ ve güvenlik mimarilerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Bunlar nispeten yeni mimariler (SD-WAN hariç) ve bana sık sık aralarındaki farkların neler olduğu ve temel özelliklerinin neler olduğu soruluyor, bu nedenle bu makalede her birinin tanımını ele alacağım ve anahtar olduğuna inandığım şeyleri vurgulayacağım. özellikler.

SD-WAN (Yazılım Tanımlı Geniş Alan Ağı)

SD-WAN veya Yazılım Tanımlı Geniş Alan Ağı, geniş alan ağlarının (WAN’lar) yönetimini ve optimizasyonunu basitleştirmek için tasarlanmış bir teknolojidir. Geleneksel WAN’lar genellikle coğrafi olarak dağınık konumlarda güvenilir bağlantı, düşük gecikme süresi ve verimli trafik yönlendirme sağlamakta zorluk çekiyordu. SD-WAN, ağ trafiğini gerçek zamanlı koşullara göre dinamik olarak yönetmek ve yönlendirmek için yazılım kullanarak bu zorlukların üstesinden gelmek üzere tasarlanmıştır. Kuruluşların MPLS, geniş bant ve hücresel gibi birden fazla ağ bağlantısından yararlanmasını sağlarken optimum performans ve maliyet etkinliği sağlar.

Ana Özellikler:

  • Dinamik yol seçimi: Trafik, uygulama gereksinimlerine ve ağ koşullarına göre en uygun yola yönlendirilir.
  • Merkezi yönetim: Ağ politikaları merkezi bir konsoldan kolaylıkla yapılandırılabilir, izlenebilir ve yönetilebilir.
  • Uygulamaya duyarlı yönlendirme: SD-WAN, kritik uygulamalara öncelik vererek bunların yoğun ağ koşullarında bile performans göstermesini sağlar.
  • Maliyet optimizasyonu: Kuruluşlar birden fazla ağ bağlantısı kullanarak pahalı özel hatlara olan bağımlılığı azaltabilir.

SASE (Güvenli Erişim Hizmeti Uç Noktası)

Gartner tarafından 2019’da tasarlanan SASE veya Güvenli Erişim Hizmeti Uç Noktası, ağ bağlantısını (SD-WAN) ve güvenlik hizmetlerini (SSE) tek bir bulut tabanlı çözümde birleştiren bütünsel bir ağ ve güvenlik mimarisidir. SASE’nin temel konsepti, kullanıcının konumundan bağımsız olarak uygulamalara ve verilere güvenli erişim sağlamaktır. SASE, ağ ve güvenlik işlevlerini birleştirerek yönetimi basitleştirmeyi, kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi ve genel güvenlik duruşunu geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Ana Özellikler:

  • Bulutta yerel mimari: SASE buluttan çalışarak ölçeklenebilirlik, esneklik ve kolay güncelleme olanağı sağlar.
  • Sıfır Güven güvenlik modeli: SASE sıfır güveni varsayar ve erişim izni vermeden önce kullanıcılar ve cihazlar için sıkı doğrulama gerektirir.
  • WAN optimizasyonu: SASE, hızlı ve güvenilir uygulama performansı sağlamak için trafik yönlendirmeyi optimize eder.
  • Entegre güvenlik hizmetleri: SASE, güvenlik duvarı, güvenli web ağ geçitleri, veri kaybını önleme ve daha fazlası gibi özellikleri birleştirir.

SSE (Güvenli Hizmet Sınırı)

Gartner’ın 2021’de piyasaya sürdüğü SSE veya Secure Service Edge, hizmet düzeyinde güvenliğin sağlanmasına güçlü bir vurgu yapıyor. Temelinde Sıfır Güven kavramı yer alıyor. SSE mimarisinde güvenlik doğrudan hizmet altyapısına entegre edilerek harici güvenlik araçlarına olan ihtiyaç azalır. Bu yaklaşım, hizmetler ve veriler için korumayı geliştirerek tasarımı gereği güvenli bir ortam sağlar.

Ana Özellikler:

Hizmet düzeyinde güvenlik: Güvenlik önlemleri hizmet katmanına entegre edilerek veriler ve uygulamalar korunur.

Merkezi olmayan güvenlik kontrolleri: Her hizmetin kendi güvenlik kontrolleri vardır, bu da ihlalin potansiyel etkisini azaltır.

Çeviklik ve ölçeklenebilirlik: SSE, güvenlikten ödün vermeden hizmetlerin hızlı dağıtımını ve ölçeklendirilmesini destekler.

Otomatik tehdit yanıtı: SSE platformları, önceden tanımlanmış politikalara dayalı olarak güvenlik tehditlerine otonom olarak yanıt verebilir.

Sıfır Güven

Sıfır Güven, geleneksel çevre tabanlı güvenlik modeline meydan okuyan bir güvenlik çerçevesidir. Tehditlerin hem iç hem de dış kaynaklardan kaynaklanabileceği varsayımıyla çalışır. Sıfır Güven, konumlarına göre (ağ çevresinin içinde veya dışında) varlıklara güvenmek yerine, kaynaklara erişim izni verilmeden önce tüm kullanıcıların, cihazların ve uygulamaların doğrulanmasını gerektirir.

Temel İlkeler:

  • Güvenmeden önce doğrula: Herhangi bir kaynağa erişmeden önce kullanıcıların ve cihazların kimlik doğrulaması yapılmalı ve yetkilendirilmelidir.
  • En az ayrıcalıklı erişim: Erişim hakları, en az ayrıcalık ilkesine göre verilir ve olası zararlar sınırlanır.
  • Mikro segmentasyon: Ağlar daha küçük segmentlere bölünerek tehditlerin yanal hareketi azaltılır.
  • Sürekli izleme: Sürekli izleme, güvenlik politikalarının tutarlı bir şekilde uygulanmasını sağlar.

Reklam



Source link