İnternetin tartışmasız devi Google, son beş yıldır kendisini dünya çapında bir dizi davanın ortasında buldu. Kullanıcılar, veri gizliliği savunucuları ve hatta hükümetler, Google’ın Chrome tarayıcısı ve Android mobil işletim sistemi aracılığıyla topladığı büyük miktarda kişisel bilgi konusunda alarma geçti. Çevrimiçi dünyada uzun süredir baskın bir konuma sahip olan arama devi, artık uygulamaları, özellikle de kullanıcı verilerini nasıl topladığı, depoladığı ve sattığı konusunda artan incelemelerle karşı karşıya.
ABD’deki düzenleyiciler dramatik bir değişimle Google’ın ana şirketi Alphabet Inc.’in Chrome ve Android bölümlerini dağıtması yönünde çağrıda bulundu. Teklif, şirketin büyüyen tekeline, özellikle de önceden yüklenmiş arama motoru ve varsayılan tarayıcı ayarları aracılığıyla çevrimiçi deneyimi kontrol etme becerisine ilişkin endişelerden kaynaklanıyor. Google’ın hem mobil işletim sistemleri hem de web tarayıcıları üzerindeki hakimiyeti, bir yandan büyük miktarda veri toplarken, bir yandan da ona etkili bir şekilde kullanıcıların çevrimiçi gördüklerini etkileme konusunda benzersiz bir fırsat verdi.
Chrome ve Android’in Tekelci Gücü
Google’ın arama ve mobil işletim sistemlerindeki hakimiyeti son yirmi yılda pekişti. Chrome, küresel tarayıcı pazarının %60’ından fazlasını oluşturarak en yaygın kullanılan web tarayıcısı haline gelirken, Android, mobil işletim sistemi pazarının %70’inden fazlasını kontrol ediyor. Bu ürünler milyarlarca kullanıcı için internete açılan kapı görevi görüyor; bu da Google’ın her gün milyonlarca kişinin arama alışkanlıklarına, çevrimiçi davranışlarına ve kişisel verilerine doğrudan erişebildiği anlamına geliyor.
Tartışmanın merkezinde Google’ın önyargılı bir çevrimiçi deneyimi güçlendirmek için Chrome ve Android platformlarını kullandığı iddiası yatıyor. Örneğin Android telefonlardaki varsayılan arama motoru Google Arama’dır ve web tarayıcısı Chrome, internetteki en popüler araçlardan biri olmasına rağmen arama sorgularını ve tarama geçmişlerini saklar. Bu veriler daha sonra analiz ediliyor ve kullanıcıları çevrimiçi davranışlarına göre hedefli reklamlarla bombalayan reklam şirketlerine satılıyor. Sonuç olarak, mahremiyet pahasına Google’a fayda sağlayan, son derece iyi seçilmiş, gözetleme odaklı bir tarama deneyimi ortaya çıkıyor.
ABD Adalet Bakanlığı, Google’ın internette arama ve gezinme üzerinde tekel oluşturmasının anti-tröst yasalarının ihlali olduğunu savundu. Bakanlığın ayrılık yönündeki çabalarının özü sadece rekabetle ilgili değil; bu aynı zamanda bir gizlilik meselesidir. Google’ın aramadaki hakimiyeti, kullanıcıların hangi web sitelerini ziyaret edeceğini ve hangi içeriği göreceklerini kontrol edebilmesi anlamına gelir. Bu tür bir etki, özellikle şirketin dijital çağda daha önce görülmemiş bir ölçekte kullanıcı verilerini takip etme ve paraya çevirme becerisiyle birleştiğinde rahatsız edici oluyor.
Önerilen Çözüm: Chrome ve Android’in Ayrılması
ABD hükümeti, benzeri görülmemiş bir hamleyle, Google’ın Chrome ve Android bölümlerini ilgilenen alıcılara satılmak üzere iki ayrı kuruluşa ayırmasını önerdi. Bunun arkasındaki mantık, Google’ın tekelini ortadan kaldırmak ve diğer rakiplere tarayıcı ve işletim sistemi pazarlarında başarılı olma konusunda adil bir şans vermektir. Google, Chrome ve Android’i bağımsız şirketlere satarak artık hem arama motorunu hem de cihaz ekosistemlerini bu kadar ezici bir şekilde kontrol edemeyecek.
Bu teklif, yalnızca teknoloji endüstrisindeki rekabet için değil aynı zamanda veri gizliliği açısından da potansiyel bir dönüm noktası olarak selamlanıyor. Ayrı varlıklar olarak Chrome ve Android, kişisel verileri iş modellerinin temel taşı olarak kullanmak yerine kullanıcı gizliliğine daha fazla önem veren şirketler tarafından çalıştırılabilir. Bu iki bölümün satışı, Google’ın gözetim uygulamaları konusunda dünya çapında karşılaştığı hukuki mücadelelere de son verebilir; çünkü yeni sahipler yeni düzenleyici incelemelere tabi olacak ve daha katı veri koruma yasalarına uymak zorunda kalacak.
Rakip Arama Motorları Üzerindeki Potansiyel Etki
Google’ın tarayıcı ve mobil bölümlerinin parçalanması ileriye doğru giderse, Microsoft’un Bing ve Yahoo gibi rakip arama motorlarının zemin kazanması için de önemli bir fırsat sağlayabilir. Şu anda Google Arama, Android cihazlarda varsayılan motordur; bu, mobil aramalara hakim olduğu anlamına gelir. Google’ın artık Android üzerinde kontrolü kalmazsa, diğer arama motorları daha adil bir rekabet fırsatına sahip olabilir ve potansiyel olarak internet arama ortamını yeniden şekillendirebilir.
Microsoft ve Yahoo gibi şirketler için bu değişim memnuniyet verici bir gelişme olacaktır. Arama motorları popüler alternatifler olmasına rağmen ikisi de Google’ın pazardaki neredeyse toplam hakimiyetini kıramadı. Örneğin Microsoft’un Bing’i, kısmen Google’ın Android cihazlardaki köklü konumu nedeniyle uzun süredir ilgi çekmede zorluk çekiyor. Google’ın Android ve Chrome operasyonlarının bozulması, rekabet ortamını eşitleyecek ve kullanıcıların rakip arama motorlarını ve tarayıcıları daha kolay seçmesine olanak tanıyacak.
Siyasi Bir Değişim: Trump ve Teknoloji Düzenlemesinin Geleceği
Siyasi ortamın bu davanın sonucunu daha da etkileyebileceğine dair spekülasyonlar da var. Donald Trump ikinci dönem başkanlığına hazırlanırken birçok kişi ABD hükümetinin büyük teknoloji şirketlerini düzenleme konusunda daha agresif bir duruş sergilemesini bekliyor. Yönetiminin Ocak 2025’te göreve başlamasıyla Trump’ın, Google’ın dağılmasını savunarak bunu Silikon Vadisi’nin sınırlarını aşmak için gerekli bir adım olarak göstermesi mümkün.
Yeni bir başkanın teknoloji düzenlemelerini denetlemesi ihtimali, Google’ın uygulamalarını çevreleyen devam eden yasal zorluklara daha hızlı bir çözüm getirebilir. Rakip şirketler için bu, pazarda daha büyük bir yer edinmelerine olanak tanıyan bir rahatlama anı olabilir. Gizlilik savunucuları için bu, gözetim kapitalizmi ve veri istismarına karşı mücadelede önemli bir zaferin sinyali olabilir.
Çözüm
ABD hükümetinin Google’ın Chrome ve Android bölümlerini ayırma önerisi, dijital çağda gizlilik, pazar hakimiyeti ve kullanıcı hakları konusunda devam eden savaşta cesur bir hamledir. Başarılı olması halinde bu adım, Google’ın uzun süredir devam eden tekeline son verebilir, diğer teknoloji firmaları için daha rekabetçi bir ortam sunarken veri gizliliği konusunda süregelen endişeleri de giderebilir. Ancak böyle bir kararın sonuçlarının Google’ın çok ötesine geçeceği, potansiyel olarak tüm internet ekosistemini yeniden şekillendireceği ve kullanıcıların dijital dünyayla etkileşimini değiştireceği de açık. Tartışma devam ederken, Beyaz Saray’ın teknoloji devinin gücünü frenlemek ve çevrimiçi dünyaya dengeyi yeniden sağlamak için harekete geçip geçmeyeceği konusunda tüm gözler Washington’da olacak.
Reklam