ABD Dışişleri Bakanlığı, ALPHV, diğer adıyla Blackcat fidye yazılımına yönelik potansiyel müşterilere 10 milyon dolar ödül sunuyor


Dışişleri Bakanlığı, siber suçlarla mücadeleye yönelik devam eden çabaları kapsamında, Blackcat Fidye Yazılımı Çetesi olarak da bilinen ALPHV’nin yakalanmasına yol açacak bilgi sağlayanlara 10 milyon dolarlık ödül vereceğini duyurdu. Bu önemli ödül, bu tür suç örgütlerinin oluşturduğu tehdidin ciddiyetini ortaya koyuyor.

Kara Kedi Çetesi’nin liderlerini hedef almanın yanı sıra, Dışişleri Bakanlığı bu çetenin bağlı kuruluşları, erişim aracıları ve diğer ortakları hakkında bilgi verenlere de ödüller sunmaya hazırlanıyor. Bu ödüller, siber suçlar, narkotik kaçakçılığı ve çocuk istismarı da dahil olmak üzere çeşitli suç faaliyeti biçimleriyle mücadele etmek için 1986’daki başlangıcından bu yana 135 milyon dolardan fazla para harcayan ABD Ulusötesi Organize Suç Ödül Programının bir parçasıdır.

Bu ödülü duyurma kararı, FBI’ın Blackcat Çetesi’ni dünya çapında 60’tan fazla veri ihlaliyle ilişkilendiren bulguların ardından geldi. Bu ihlaller, sunuculardan hassas bilgilerin çalınmasını içeriyor ve bu bilgiler daha sonra kripto para birimi cinsinden bir fidye ödenene kadar bilgisayar korsanları tarafından şifreleniyor. Çetenin, Aralık 2022 ile bir sonraki yılın Eylül ayı arasında 1.000’den fazla kurbandan 300 milyon dolara kadar fidye ödemesi toplamış olabileceği tahmin ediliyor ve tahminler, bu rakamların bu yıl potansiyel olarak iki katına çıkacağını gösteriyor.

Kolluk kuvvetlerinin çabalarına rağmen, bu tür suçluların yakalanması önemli zorluklar doğurmaktadır. Birçoğu, çevrimiçi etkinliklerini gizlemek için sanal özel ağları (VPN’ler) kullanarak yabancı yargı bölgelerinde faaliyet göstermektedir. Nerede oldukları belirlense bile, kendi ülkelerindeki yasal engeller çoğu zaman iade çabalarını sekteye uğratıyor.

Örneğin Rusya, Amerikalı siber suç soruşturmacılarıyla sınırlı işbirliği teklifinde bulundu ve reddedilme vakaları daha sık görülüyor. Benzer şekilde Çin, Kuzey Kore ve İran gibi ülkeler genellikle uluslararası yasa uygulama çabalarını desteklemekten kaçınıyor ve bu da siber suçluları yakalamanın zorluğunu artırıyor.

Dahası, bu suç örgütleri yalnızca siber saldırıları yoluyla doğrudan tehdit oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda nükleer silahların yayılmasına yönelik çabalar da dahil olmak üzere yasa dışı faaliyetlerin finansmanına da katkıda bulunuyor. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un rejimi örneği, siber suçlar ile jeopolitik istikrarsızlığın kesişimini vurguluyor ve küresel güvenliğe yönelik giderek büyüyen bu tehditle mücadelede uluslararası işbirliğine olan acil ihtiyacın altını çiziyor.

Reklam



Source link