Microsoft’un yakın tarihli bir raporuna göre, ABD başkanlık seçimleri yaklaşırken Cotton Sandstorm olarak bilinen İranlı bir bilgisayar korsanlığı grubu aktif olarak ABD’deki seçimle ilgili web sitelerini ve medya kuruluşlarını hedef alıyor. İran’ın İslam Devrim Muhafızları Birliği’ne (IRGC) bağlı olan bu grup, birçok eyalette keşif ve kilit seçim sistemlerini araştırıyor ve bu da potansiyel dış müdahale endişelerini artırıyor.
Çarşamba günü yayınlanan raporda, Cotton Sandstorm’un seçim altyapısındaki zayıf noktaları değerlendirdiği çeşitli savaş alanı eyaletlerindeki faaliyetleri vurgulanıyor.
Ek olarak, bu yılın mayıs ayında grup, muhtemelen daha doğrudan etki operasyonları için kullanılabilecek zayıflıkları ortaya çıkarmayı amaçlayan kimliği belirsiz bir ABD medya kuruluşunu taradı.
ABD Başkanlık Seçimlerine Müdahalenin Tarihi
Bu, Cotton Sandstorm’un bu tür faaliyetlere giriştiği ilk sefer değil. 2020 ABD başkanlık seçimlerinde grup, dezenformasyonu yaymak ve kaos yaratmak için tasarlanmış bir siber etki operasyonuna dahil olmuştu. Sağcı grup “Proud Boys”un üyeleri olarak gizlenen bilgisayar korsanları, Florida seçmenlerine eski Başkan Donald Trump’ı desteklemeleri için baskı yapan tehdit edici e-postalar gönderdi. Bu kampanya oylama sistemlerinden doğrudan taviz vermese de amacı seçim süreciyle ilgili şüphe ve kafa karışıklığı yaratmaktı.
2020 seçimlerinin ardından Cotton Sandstorm, bu sefer yaygın seçmen sahtekarlığı iddialarını reddeden seçim yetkililerine karşı şiddeti teşvik eden başka bir operasyon başlattı. Bu tür eylemler, grubun, halkın seçim sonuçlarına olan güvenini sarsarak demokratik süreci istikrarsızlaştırma niyetini daha da vurguladı.
Microsoft’un 2024 Seçim Tehditlerine İlişkin Tespitleri
Microsoft’un Tehdit Analiz Merkezi (MTAC), son raporunda Cotton Sandstorm’un 2024 seçimleri öncesinde çabalarını artırdığı konusunda uyarıyor. Microsoft araştırmacıları, “Grubun operasyonel temposu ve seçimlere müdahale geçmişi göz önüne alındığında, Cotton Sandstorm, seçim yaklaştıkça etkinliğini artıracak” diye yazdı. Bu faaliyet, aralarında Rusya ve Çin’in de bulunduğu yabancı aktörlerin bölücü içerik yayarak ABD siyasetini etkilemeye yönelik daha geniş bir kampanyasının bir parçası.
Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi (ODNI) dahil olmak üzere ABD hükümet kurumları, yabancı düşmanların ABD başkanlık seçim sürecine müdahale etme yönünde devam eden çabalarını doğruladı. ODNI önceki bir raporunda, “Yabancı aktörler, özellikle Rusya, İran ve Çin, Amerikalıları bölmek ve Amerikalıların ABD demokratik sistemine olan güvenini baltalamak için bölücü anlatıları körükleme kararlılığını sürdürüyor” dedi.
Siber Etki Operasyonlarının Artan Kullanımı
Cotton Sandstorm’un kullandığı taktikler, yabancı ulusların dezenformasyon kampanyaları yoluyla kamuoyu algısını manipüle etmeye yönelik daha büyük bir stratejisinin parçası gibi görünüyor. Microsoft’a göre İran’ın siber operasyonları ABD başkanlık seçim yarışının ötesine geçti. Grup, çabalarını artırmak için Trump kampanyasından çalınan, kamuya açıklanmayan bilgileri kullanarak ABD medya kuruluşları da dahil olmak üzere çok çeşitli hedeflere karşı siber saldırılar başlattı.
Aynı zamanda, Rus siber aktörler, yanlış bilgi yaymak için yapay zeka tarafından oluşturulan içeriği kullanarak odaklarını Demokrat aday Kamala Harris’e çevirdi. Bir örnekte, Harris’in Trump hakkında aşağılayıcı yorumlar yaptığı derin sahte bir video internette yayıldı. Bir diğerinde Harris haksız yere yurtdışında yasa dışı faaliyetlerle suçlandı. Bu videolar, genellikle düşük etkileşime sahip olsa da, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale etmeye yönelik süregelen girişimlerini yansıtıyor.
Bu arada Çinli aktörler nüfuz operasyonlarını, özellikle Çin karşıtı politikalara sahip olanlar olmak üzere, olumsuz oy kullanan adaylar ve Kongre üyeleri üzerinde yoğunlaştırdı. Buna, Senatör Marsha Blackburn ve Temsilci Barry Moore gibi birçok yüksek profilli Cumhuriyetçiye yönelik, onların itibarını zedeleme ve muhalefet adaylarını öne çıkarma girişimleri de dahildir.
Yabancı Etkiye İlişkin Endişeler
Bu yabancı nüfuz operasyonlarının artan sıklığı ve karmaşıklığı, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerinin bütünlüğüne yönelik önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Tarihsel olarak yabancı aktörler, kamuoyunu şekillendirme ve seçim sonuçlarını etkileme potansiyeli ile yanıltıcı içeriği hızla yayma konusunda dikkate değer bir yetenek göstermişlerdir.
Seçim yaklaştıkça seçmenlerin ve kurumların çevrimiçi dezenformasyona karşı dikkatli olmaları gerekiyor. Özellikle Rusya, İran ve Çin’den gelen yabancı rakiplerin, 5 Kasım’a kadar olan son günlerde, bölünmelerden faydalanmak ve seçim sonuçları hakkında belirsizlik yaratmak amacıyla çabalarını artırmaları bekleniyor.
İran’dan yanıt ve görünüm
İran’ın Birleşmiş Milletler misyonunun bir sözcüsü, Microsoft’un iddialarını “temelde asılsız ve tamamen kabul edilemez” olarak nitelendirerek reddetti. Sözcü ayrıca, İran’ın ABD seçimlerine müdahale etme niyetinde olmadığını, ancak ABD’li yetkililerin Cotton Sandstorm’un önceki eylemleri nedeniyle ihtiyatlı olmaya devam ettiğini ileri sürdü.
Bu inkarlara rağmen ABD hükümet kurumları dış müdahale tehdidini ciddiye alıyor. Seçim dürüstlüğünü korumaya yönelik çabalar, hükümetin çeşitli düzeylerinde koordine ediliyor; siber etki kampanyalarının izlenmesine ve seçim sürecinde şeffaflığın sağlanmasına daha fazla odaklanılıyor.
Tedbirli Kalmak
Microsoft’un MTAC raporu, bu etki kampanyalarına karşı koymak için erken tespitin ve kamuoyunun bilinçlendirilmesinin önemini vurguluyor. Seçim Gününe iki haftadan az bir süre kala grup, özellikle dezenformasyonun zirveye çıkma ihtimalinin yüksek olduğu Seçim Günü öncesi ve sonrasındaki 48 saatlik zaman diliminde daha dikkatli olunması çağrısında bulunuyor.
Seçmenler ve devlet kurumları, şüpheli çevrimiçi içeriğe karşı uyanık ve şüpheci kalarak, dış müdahalenin etkisinin en aza indirilmesine yardımcı olabilir. Bilgilerin kontrol edilmesi ve hızlı yanıt tedbirleri, halkın demokratik sürece olan güvenini sürdürmek için hayati öneme sahiptir. 2024 seçimlerinin son dönemi yaklaşırken, ABD seçim sisteminin dayanıklılığı, sonucu bozmaya niyetli yabancı rakipler tarafından bir kez daha test edilecek.
Microsoft’un devam eden raporları ve uyarıları, yabancı siber aktörlerin oluşturduğu artan tehdidi vurguluyor, ancak aynı zamanda demokratik süreçlerin bütünlüğünü savunmak için kolektif eylem ihtiyacını da hatırlatıyor.