Doğu Avrupa, yazılım geliştirme dış kaynak kullanımı sektöründe hızla öne çıkıyor. Bu yükseliş, yalnızca maliyet etkinliği ve 1,3 milyon benzersiz yeteneğin birleşimiyle değil, aynı zamanda büyük şirketlerden gördüğü ilgiyle de belirgindir.
Google, Apple, Microsoft gibi teknoloji devleri ile Spotify ve Slack gibi başarılı girişimler bölgedeki potansiyeli fark etti ve geliştirici ekipler kurdu. Peki Doğu Avrupa’da bir yazılım geliştirme ekibinin başarılı bir şekilde kurulmasının anahtarı nedir?
Alcor’da, öncelikle orta, kıdemli ve C düzeyi pozisyonlara odaklanarak Enerji Verimliliği ve Latin Amerika’da BT işe alım konusunda uzmanız. Polonya, Romanya ve Doğu Avrupa’nın diğer bölgelerinden yetenekleri işe almak isteyen BT ürün şirketlerine hitap ediyoruz. Yetenek ihtiyaçları arasında köprü kurma konusundaki kararlılığımız, bizi bölgenin teknoloji uzmanlığından yararlanmaya istekli kuruluşların başvuracağı yer haline getirdi.
Doğu Avrupa’ya yönelik BT dış kaynak kullanımına ilişkin daha kapsamlı bir anlayış için, bölgenin artan önemine daha derinlemesine bir bakış sağlayan bu makaleyi okuyun.
Doğu Avrupa: Tartışmasız BT Dış Kaynak Kullanımı Merkezi
Gartner’ın son tahminine göre, öngörülen küresel BT harcamalarının 2023 yılına kadar şaşırtıcı bir şekilde 4,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu durum işletmelerin harcanan her kuruştan maksimum değer elde etmesinin önemini artırıyor. Bu eğilimi doğrulayan teknoloji şirketlerinin %60’ı, yazılım geliştirme ihtiyaçlarının belirli bir kısmı için dış kaynak ortaklarına yöneliyor.
Hindistan ve Çin, BT dış kaynak kullanımında tarihi liderler olsa da, Doğu Avrupa’ya doğru kayda değer bir eğilim söz konusu. Bu, çeşitli faktörlerden kaynaklanmaktadır; bunların başında Çin gibi ülkelerdeki Fikri Mülkiyet Hakları konusundaki acil endişeler, buna eşlik eden iletişim engelleri ve önemli zaman farklılıkları gelmektedir. Kapsamlı bir araştırmaya göre, Doğu Avrupa BT sektörünün yıllık %7,84 oranında büyüyerek 2027 yılına kadar etkileyici bir rakam olan 15,70 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Bu değişime çeşitli faktörler katkıda bulunmaktadır:
- Nicelikten Önce Kalite: Doğu Avrupa, kaliteye verdiği önem nedeniyle ilgi kazanıyor ve projelerin sadece tamamlanmasını değil aynı zamanda rekabetçi bir küresel pazarda öne çıkmasını da sağlıyor.
- Kültürel ve Zamansal Yakınlık: Doğu Avrupa’nın Batı Avrupa ve Kuzey Amerika pazarlarına yakınlığı, daha az zaman dilimi sorunu ve kültürel engel anlamına gelir. Bu, iletişimi kolaylaştırır ve projelerin daha sorunsuz yürütülmesini sağlar.
- Eğitimli İşgücü: STEM programları sunan 300’ün üzerinde yüksek öğretim kurumuna sahip olan (bunların çoğu QS Dünya Üniversite Sıralaması 2023’te yer almaktadır) bölgede çok sayıda yüksek nitelikli yazılım geliştirici bulunmaktadır.
Ancak enerji verimliliğindeki en önemli yazılım geliştirme eğilimleri nelerdir?
Doğu Avrupa’da Gelişen Bir BT Ortamı
Polonya, Romanya, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Bulgaristan ve Estonya gibi ülkeleri kapsayan Doğu Avrupa, uluslararası BT arenasında hızla ağır sıklet olarak ortaya çıkıyor. Bölgenin cazibesi, avantajlı vergi rejimleri, gelişen BT gelişmeleri ve geniş bir uzman profesyonel havuzunun birleşimine dayanıyor. Yeni kurulan şirketlere destek verilmesi, teknoparkların ve inovasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması gibi hükümetlerin girişimleri bu çekiciliği artırıyor ve Doğu Avrupa’yı potansiyel bir BT merkezi olarak ön plana çıkarıyor.
Ancak bölgeyi gerçekten farklı kılan, bölgenin çok yönlü teknik becerisidir. Örneğin Polonya, JavaScript, Java, Python ve TypeScript gibi dillerdeki uzmanlığıyla öne çıkıyor. Romanya PHP, C#, Java ve C++ becerileriyle öne çıkıyor. Çek Cumhuriyeti, JavaScript, Java, PHP ve C# gibi alanlarda derin bilgi birikimini sergiliyor. Macaristan ve Slovakya gibi komşu ülkeler, JavaScript, HTML/CSS, Python, Java ve PHP gibi alanlarda övgüye değer becerilerle teknoloji dokusunu daha da zenginleştiriyor.
Vergi Ortamını Anlamak: Polonya, Romanya, Bulgaristan ve Ukrayna
Bulgaristan basit vergi sistemiyle öne çıkıyor. Hem kurumsal hem de kişisel gelir vergileri %10’luk tek bir oranda belirlenmektedir. Bu basitlik, mali konularda netlik arayan birçok işletme ve profesyonel için caziptir.
Polonya daha incelikli bir vergi yapısı sunmaktadır. CIT genellikle %19’dur, ancak belirli istisnalar dışında daha küçük kuruluşlar için %9’luk indirimli bir oran mevcuttur. Bireyler ise 120.000 PLN’ye kadar olan gelirler için %12 oranında ödeme yapıyor. Bu eşiğin ötesinde %32 oranında vergiye tabi tutulurlar. Ek olarak, geliri 1 milyon PLN’yi aşan yüksek gelirliler %4 oranında dayanışma ek ücretiyle karşı karşıya kalıyor.
Romanya’da şirketler %16 oranında kurumlar vergisiyle karşı karşıyayken, bireylerden %10 oranında kişisel gelir vergisi alınmaktadır. Bu arada Ukrayna kurumlar vergisini %18 olarak belirliyor. Kişisel gelir vergisi nispeten düşüktür; çoğunluk için %5 düzeyindedir, ancak bu orana ilişkin belirli istisnalar da bulunmaktadır.
Dış Kaynak Kullanımında Siber Güvenliğe Öncelik Vermek
Veri ihlallerinin ve siber tehditlerin büyük boyutlara ulaştığı bir çağda, dış kaynak kullanımı yalnızca işin yapılmasıyla ilgili değil, aynı zamanda işin güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamakla da ilgili olmalıdır. Ancak BT’nin dış kaynak kullanımı her zaman işletmelerin tam güvenliğe ulaşmasına izin vermez. Müşterilerin, BT dış kaynak kullanan firmayla bir BT hakları devri sözleşmesi imzalamamaları durumunda fikri mülkiyet haklarını riske atabileceği ve hatta kaybedebileceği durumlar vardır. Ancak BT işe alım veya Ar-Ge sağlayıcılarıyla işbirliği yaparlarsa bu asla gerçekleşmez. Bu arada, BT eğitimine ve sıkı veri koruma yasalarına (GDPR) güçlü bir vurgu yapan Doğu Avrupa, işletmelere yalnızca kaliteli iş verilmesini değil, aynı zamanda verilerinin güvende kalması konusunda gönül rahatlığı da verilmesini sağlıyor.
Maliyetin Üstündeki Yetenek Paradigması
Uygun fiyat zorlayıcı bir husus olsa da, değerin gerçek özü iş kalitesindedir. Kurumsal alanda, giderleri kısmak avantajlı olsa da, yetenekten tasarruf etmenin uzun vadeli sonuçlara yol açabileceğine dair artan bir farkındalık var. Bu zihniyet, Doğu Avrupa’nın işe alım stratejilerinde açıkça görülüyor; profesyonellerin becerilerine ve çok yönlülüğüne yalnızca saatlik ücret üzerinden vurgu yapılıyor.
Üstelik Alcor gibi BT işe alım ve Ar-Ge hizmetleri şirketleri, BT işe alım hizmetlerinde altın standardı belirliyor. Yeteneğe öncelik vermek, işletmelerin üst düzey çözümlere ve geliştiricilerin de becerilerini geliştiren elverişli bir ortama sahip olduğu simbiyotik bir ilişki sağlar.
Bu tür satıcılar, hızlı ve verimli işe alım garantisiyle BT işletmelerine önceden incelenmiş yeteneklere erişim olanağı sunar. Ayrıca, bu tür ajanslar aracılığıyla işe alınan yazılım geliştiricileri, adayların genel kalitesini artıran bir ön eleme görüşmesi aşamasından geçiyor. Bu tür uygulamalar işletmelerin teknolojik gelişmelerin ve pazar taleplerinin önünde kalmasını sağlar.
BT Yeteneklerini Elde Tutma Zorluklarını Çözmek
Küresel BT ortamı yalnızca dış kaynak kullanımının karmaşıklığıyla boğuşmuyor; daha derin bir çalışan tutma sorunuyla mücadele ediyor. Yakın zamanda yapılan bir Gartner anketinin de vurguladığı gibi, BT profesyonellerinin yalnızca %29’u mevcut rollerine sadık kalma yönünde sağlam bir niyet ifade ediyor. Dış kaynak kullanımı modelinde, sık sık yapılan proje değişiklikleri bazen geliştiricilerin kendilerini ilgisiz hissetmelerine neden olabilir ve bu da işlerinde değer algısının azalmasına yol açabilir. Bu geçicilik çoğu zaman onları yeni iş fırsatları aramaya itiyor.
Tersine, ürün bazlı şirketler farklı bir dinamiğe sahip olma eğilimindedir. Burada geliştiriciler yalnızca çözüm üretme sürecinin bir parçası değil, aynı zamanda iş büyümesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Rolleri ve katkıları kariyer gidişatlarını ve kazançlarını doğrudan etkiler. Bu amaç duygusu ve şirketin büyümesiyle uyum genellikle daha yüksek iş tatmini ve daha uzun görev süresi anlamına gelir.